18. Ceza Dairesi 2015/31160 E. , 2016/10996 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Göçmen kaçakçılığı, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Sanık ... hakkında göçmen kaçakçılığı suçundan verilen beraat hükmünün usul ve Kanuna uygun olduğu,
Anlaşıldığından, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz gerekçeleri yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2) Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması ve aynı fıkranın (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun hükümlünün sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanacağı gözetilmeden, koşullu salıverilme hâlinde maddenin (c) bendindeki hak yoksunluklarının tamamının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."ın temyiz iddiaları yerinde görülmüş ise de, bu aykırılıklar yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin kısmın çıkartılması ve (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanacağının belirlenmesi suretiyle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3) Sanıklar ...ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyize gelince, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Sanık ..."nin hazır bulunduğu duruşmada hakları hatırlatılıp, kimliği tespit edilerek sorgusu yapılmadan, müdafii tarafından sunulan savunması esas alınarak hüküm kurulması,
b) Sanık ..."nin eyleminin ne şekilde teselsül ettiği karar yerinde açıklanmadan, bu hususta sanığa ek savunma hakkı da tanınmadan, hakkındaki cezanın TCK"nın 43/1. maddesi gereğince artırılmasına karar verilmesi,
c) TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafii ile sanık ..."nin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/05/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.