13. Hukuk Dairesi 2016/9750 E. , 2019/4668 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalılar murisinin 10/09/2012 tarihli tüketici kredi sözleşmesi gereği kendisine verilen 40.000,00 TL"lik krediyi kullandığını, fakat geri ödeme planına uymadığını, davalıların mirası reddetmedikleri için borçtan sorumlu olduklarını, bu nedenle haklarında icra takibi başlatıldığını, ancak takibe haksız olarak itiraz etmeleri nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek davalıların takibe vaki itirazlarının iptaline alacağın %20"sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, murislerinin davacının yönlendirmesiyle hayat sigortası yaptırdığını, sigorta sözleşmesiyle rizikonun gerçekleşmesi halinde kredinin sigorta tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını fakat sigorta şirketinin ödeme yapmadığını, bunun için sigorta şirketine karşı dava açtıklarını, davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tüketici kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden davalılar murisi Süleyman Malaşlı"nın davacı bankadan 10/09/2012 tarihli tüketici kredi sözleşmesi ile 40.000,00 TL kredi çektiği, dosyada bulunan 08/09/2013 tarihli ihtarname ile kredi hesabından kaynaklanan 37.978,22 TL borcun ödemesi için murise 24 saatlik süre tanındığı, 18/09/2013 tarihinde davalılar hakkında ilamsız icra takibi başlatılarak 37.978,22 TL asıl alacak 5.316,28 TL faiz 265,81 TL BSMV olmak üzere toplam 43.560,31 TL alacağın tahsilinin istendiği, davalıların süresinde borca itiraz ettikleri anlaşılmaktadır.
Öte yandan, davalıların 02/08/2013 tarihinde banka kredi hesabının kapatılması ve ölüm teminatlarının ödenmesi amacıyla dava dışı Garanti Emeklilik ve Hayat A.Ş."ne karşı dava açtığı, yargılamanın sonunda İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/1507 esas 2015/926 karar sayılı kararıyla "Davanın kabulüne, davacıların murisi tarafından 10/09/2012 tarihinde Garanti Bankası Beşevler Küçük Sanayi Sitesi Şubesinden kullanılan 40.000,00 TL tutarındaki tüketici kredisinin davalı sigorta şirketi tarafından teminat altına alındığının kabulüyle bu poliçe ile teminat altına alınan poliçe limiti kapsamında kalan tutardan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunun tespitine..." karar verildiği, kararın 04/11/2014 tarihinde kesinleştiği ve her iki tarafın da bahsedilen davanın bekletici mesele yapılmasını istediği sabittir.
Uyuşmazlık, hayat sigortası yaptıran murisin kredi borcu dolayısıyla miras bırakanlarının sorumlu olup olmayacağı, sorumlu iseler borcun nekadarından sorumlu olacaklarına ilişkin olup, ticaret mahkemesi kararında, sigorta şirketi, kredi borcundan poliçe limiti kapsamında sorumlu tutulduğuna göre, eldeki dava ile Ticaret mahkemesinde görülen dava arasında bağlantı bulunduğu, kesin delil hususun değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Şu halde, mahkemece, bahsedilen dosyanın mahkemesinden getirtilip, kararın kesinleşip kesinleşmediği incelendikten sonra tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, söz konusu karar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.