16. Hukuk Dairesi 2016/11332 E. , 2020/1622 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; " yöntemine uygun hava fotoğrafı incelemesi yapılarak taşınmazların niteliklerinin, öncesinde mera olup olmadıklarının belirlenmesi ve iktisabı mümkün yerlerden olmaları halinde imar-ihya ve zilyetlik koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gereğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak ve davacı ... tarafından açılan davanın bu davayla birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonunda davacı ..."in davasının kısmen kabulüne, çekişmeli 149 ada 164 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişiler tarafından hazırlanan 10.07.2015 ve 02.11.2015 tarihli raporları ve ekli haritada (D) harfi ile gösterilen 18.367,39 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline; davacı ..."nin davasının kısmen kabulüne, 149 ada 164 parsel sayılı taşınmazın aynı rapor ve eki haritada (A) harfi ile gösterilen 2.432,42 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ve çekişmeli 226 ada 4 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan 10.05.2016 tarihli rapor ve eki haritada (B1) harfi ile gösterilen 1000,01 metrekare yüzölçümündeki bölümünün miras payları oranında ... mirasçıları adlarına tapu kayıt ve tesciline; davacı ... ve ... davasının kısmen kabulüne, 149 ada 164 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişiler tarafından hazırlanan 10.07.2015 ve 02.11.2015 tarihli raporları ve ekli haritada (C) harfi ile gösterilen 26.382,14 metrekare yüzölçümündeki bölümünün eşit paylarla davacı ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline; davacı ..."nın davasının kabulüne, çekişmeli 154 ada 62 parsel sayılı taşınmazın aynı rapor ve eki haritalarda (A) harfi ile gösterilen 19.835,24 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 20.586,87 metrekare yüzölçümündeki bölümlerinin 2 payla davacı ..., 1 payla ..., 1 payla Savaş Halıcı, 1 payla ... adına tapuya kayıt ve tesciline; davacı ..."nın davasının kısmen kabulüne, 149 ada 164 parsel sayılı taşınmazın ayı rapor ve eki haritada (E) harfi ile gösterilen 6000 metrekare yüzölçmündeki bölümünün payları oranında davacı ... mirasçıları adlarına tapuya kayıt ve tesciline, çekişmeli 149 ada 164 parsel ve 154 ada 62 parsel sayılı taşınmazların geriye kalan bölümlerinin mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davacı ..., ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 149 ada 164 ve 154 ada 62 parsel sayılı taşınmazların temyize konu edilen taşınmaz bölümleri yönünden yapılan incelemede; Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümlerinin meradan açma olmadığı, taşınmaz bölümleri üzerinde ayrı ayrı davacılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında temyize konu taşınmaz bölümleri ile mera parselleri arasında doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığının araştırılması istenildiği halde, ziraatçi bilirkişi kurulu raporunda taşınmaz bölümlerinin sürekli toprak işlemesinden kaynaklı sınır ayrılığı oluştuğu belirtilmiş olup, rapor içeriğinden mera parselleri yönünde genişleme olup olmadığı anlaşılamamıştır. Ayrıca hangi tarihli hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapıldığı belirtilmediğinden, dava konusu taşınmaz bölümlerinin hangi tarihte tarla niteliğinde olduğu açıklanmamış, komşu taşınmazların kadastro tutanaklarında belirtilen tespite dayanak vergi kayıtları getirtilip dava konusu taşınmaz bölümlerinin yönünü ne okuduğu araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde çekilmiş farklı tarihlere ait en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ve çekişmeli taşınmaz bölümlerine komşu taşınmazların tespit tutanaklarında tespite esas alındığı belirtilen belgeler getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köylerin halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazların kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında oluşacak çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesine çalışılmalı, alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; mahkeme hakiminin taşınmazlara ilişkin ayrıntılı gözlemi tutanağa aynen aktarılmalı; üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazların öncesinin mera niteliğinde olup olmadığını, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, çekişmeli taşınmazların komşu parsellerden nasıl ayrıldığını, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, taşınmazların öncesini ve mevcut niteliğini açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava ve uydu fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, mera vasfında olup olmadığının, mera niteliğinde değilse imar-ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; komşu taşınmazların dayanağı kayıtların dava konusu taşınmaz bölümlerini ne okuduğu belirlenip komşu taşınmazların tespitinde esas alınan vergi kayıtlarının sabit sınırlı olup olmadığı dikkate alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verir kroki ve rapor düzenlemesi istenmeli; yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazın öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde, uzun süreli kullanım ile meranın toprak yapısının değiştirilmeye çalışılmasının mera özelliğini kaybettirmeyeceği ve meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı gözetilmeli; dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olmadığı sonucuna varıldığı takdirde, zilyetlik hükümlerine göre inceleme yapılmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden 149 ada 164 ve 154 ada 62 parsel sayılı taşınmazların temyize konu edilen taşınmaz bölümleri hakkındaki BOZULMASINA,
2- Dava konusu 226 ada 4 parsel sayılı taşınmazın temyize konu bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, davacı ...’nin tutunduğu tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı tarafın tutunduğu tapu kaydı tüm tedavülleriyle birlikte getirtilmemiş, bu kapsamda tapu maliki ile davacı arasındaki akdi veya irsi ilişki denetime elverişli bir şekilde ortaya konulmamış ve tapu kaydının mahalline uygulanmasında tüm komşu parsel tutanakları ve varsa dayanakları getirtilip, söz konusu tapu kaydının çekişmeli taşınmaza ait olup olmadığı denetlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacı tarafın tutunduğu Mart 289 tarih ve 50 sıra numaralı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri getirtilmeli, kayda dayanan davacı tarafın kayıt maliki ile akdi veya ırsi ilişkisinin belirlenmesi halinde, dayanılan tapu kaydının herhangi bir taşınmaza revizyon görüp görmediği saptanmalı, dava konusu taşınmaza komşu tüm taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve varsa dayanağı kayıtlar getirtilerek, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile ziraat bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında davacının tutunduğu tapu kaydının hudutlarının mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tesbiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, davacının dayandığı tapu kaydına kapsam tayin edilirken tapu kaydının revizyon durumu da gözetilmeli; tapu kayıt maliki ile davacının akdi veya irsi ilişkisinin olup olmadığı denetime açık bir şekilde belirlenmeli; teknik bilirkişiye, uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir, komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlemeye elverişli, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli; öte yandan mahalli bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğinin ne olduğu, davacıya ait özel harman yeri olup olmadığı, davacıdan başkaca kimseler tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyorsa bu kullanımın ne sebeple olduğu, çekişmeli taşınmaz bölümünün özel harman yeri mi yoksa tutanağın edinme sütununda belirtildiği gibi kadimden beri köy halkı tarafından kullanılan genel harman yeri mi olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, özel harman yeri vasfı taşıyıp taşımadığını bildirir ve taşınmazın geri kalan kısmı ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; keşifte dinlenen tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle 226 ada 4 parsel sayılı taşınmazın temyize konu (B1) bölümüne ilişkin hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.