Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1679
Karar No: 2021/475
Karar Tarihi: 13.04.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1679 Esas 2021/475 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1679 E.  ,  2021/475 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki "icra emri tebliğinin ve takibin iptali" isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, ... 4. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin reddine ilişkin karar şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.
    2. Direnme kararı şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. İNCELEME SÜRECİ
    Şikâyetçi İstemi:
    4. Şikâyetçi vekili şikâyet dilekçesinde; ilamlı icra takibine konu ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.12.2014 tarihli ve 2012/723 E., 2014/710 K. sayılı kararında müvekkili Belediyenin adının geçmediğini, ilamda davaya konu yerin Büyükşehir Belediye Başkanlıklarına devredilen görevler veya sorumluluk alanları ile ilgili olmadığını, icra emrinde müvekkili Belediyenin adı bulunmadığı gibi icra emri tebligat zarf üzerinde de müvekkili Belediyenin adının ve adresinin bulunmadığını, icra emri tebliğinin Belediye Başkanlığına yapılmasının usulsüz olduğunu, 6360 sayılı Kanun gereğince İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin sona erdiğini, tüzel kişiliği sona ermiş Kurum hakkında hüküm kurulduğunu, okul alanı ile ilgili yerlerde husumetin Milli Eğitim Bakanlığına yöneltilmesi gerekirken kararın yanlış husumetle neticelenmesi ve akabinde 6360 sayılı Kanun’a değinilmeden, Belediyenin adı bile yazılmadan icra takibine geçilmesinin hukukî dayanağının bulunmadığını belirterek usulsüz tebligatın geçersizliğinin kabulüne ve tebligatın iptaline, takibin Belediye yönünden durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir
    Mahkeme Kararı:
    5. ... 4. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 29.06.2015 tarihli ve 2015/477 E., 2015/647 K. sayılı kararı ile; icra emrinin ... İl Özel İdaresi adına düzenlendiği ve onun adına davetiye düzenlenip gönderildiği, bu durumda davacı (şikâyetçi) için düzenlenip, tebliğe çıkarılan icra emri bulunmadığı, davacının (şikâyetçinin) kendisine bırakılan ve muhatabı ... İl Özel İdaresi olan tebligatı iade etmesi gerekirken şikâyet yoluna başvurmasında hukukî yararının bulunmadığı gerekçesi ile dosya üzerinden şikâyetin reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    6. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikâyetçi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    7. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince 16.11.2015 tarihli ve 2015/18667 E., 2015/20573 K. sayılı karar ile;
    “…Şikayetçi ... vekili, müvekkilinin ... 7. İcra Müdürlüğü"nün 2015/4469 sayılı takip dosyasının tarafı olmamasına rağmen icra emrinin müvekkiline tebliğ edildiğini ileri sürerek tebligatın ve takibin müvekkili yönünden iptalini istemiştir. Mahkemece, şikayetçiye tebliğ edilen icra emrinde, tebligat zarfında ve takibe dayanak ilamda şikayetçinin isminin yer almadığı, bu durumda şikayetçinin muhatabı olmadığı tebligatı iade etmesi gerekirken şikayet yoluna başvurmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Somut olayda, icra takibine dayanak yapılan ilamda ve takip talepnamesinde şikayetçi Belediye Başkanlığı"nın ismi yer almadığı halde kendisine icra emri tebliğ edilmişir. Şikayetçinin, takip talepnamesine ve icra emrine aykırı olarak yapılan icra memuru işleminin iptal edilmesini istemesinde hukuki yararı vardır. İcra Mahkemesi"nce icra emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin reddine karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    8. ... 4. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 14.04.2016 tarihli ve 2016/253 E., 2016/339 K. sayılı kararı ile; takip konusu ilamda İl Özel İdaresinin taraf olduğu, takip talebinde ve icra emrinde de İl Özel İdaresi taraf olup davacının (şikâyetçinin) takipte taraf sıfatının bulunmadığı, icra emrinin İl Özel İdaresinin muhatap gösterilerek davacı (şikâyetçi) adresine gönderilmesinin davacıya (şikâyetçiye) icra dosyasında taraf sıfatını kazandırmayacağı, icra dosyasında davacı (şikâyetçi) Belediye Başkanlığı için düzenlenip tebliğe çıkarılan icra emrinin bulunmadığı, davacının (şikâyetçinin) kendisine bırakılan ve muhatabı ... İl Özel İdaresi olan tebligatı mercine iade etmesi gerekirken şikâyet yoluna başvurmasında hukukî yararının bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    9. Direnme kararı süresi içinde şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takip talebinde ve icra emrinde adı yer almayan şikâyetçiye icra emri tebliğ edilmiş olması karşısında, şikâyetçinin icra emri tebliğ işleminin iptalini istemesinde hukukî yararının bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre şikâyetin kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    11. Şikâyet hakkının ileri sürülebilmesi için şikâyet ehliyeti ve hukukî yararın bulunması gereklidir. Şikâyet ehliyetini usul hukukunda olduğu gibi taraf ve şikâyet ehliyeti olarak ikiye ayırmak mümkündür. Taraf ehliyeti medeni hukuktaki hak ehliyetinin medeni usul hukukundaki uzantısını oluşturur. Medeni haklardan istifade ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi şikâyette taraf olma ehliyetine sahiptir (Türk Medeni Kanunu m. 8, Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 50).
    12. Dava (şikâyet) ehliyeti medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Şikâyet ehliyeti, şikâyeti ileri sürebilme ve şikâyet usul işlemlerini takip edebilme ehliyetidir.
    13. Şikâyet ehliyetinin yanında şikâyet hakkının kullanılabilmesi için şikâyeti ileri sürmek isteyen kişinin hukukî yararının bulunması gerekir. Şikâyette bulunan kişinin icra dairesinin işlemini iptal ettirmekte veya düzelttirmekte hukukî yararı vardır diyebilmek için o işlemin doğrudan doğruya o kişinin kendi hukukî durumuna ilişkin olması ve zararına bulunması gerekir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, ... 2013, s.106).
    14. Kimlerin şikâyet yoluna başvurmakta hukukî yararının bulunduğu İcra ve İflas Kanunu’nda belirtilmediğinden hukukî yarar her somut olayda ayrıca tespit edilmelidir. Aksi ispatlanmadıkça alacaklı veya borçlunun şikâyet konusu yolsuz işlemi iptal ettirmekte hukukî yararının bulunduğu kabul edilmelidir. Hukukî yararın şikâyetin ileri sürülmesi sırasında mevcut olması ve korunmaya değer yani güncel bir yararı bulunması gereklidir (Pekcanıtez, H./Simil, C.: İcra-İflas Hukukunda Şikayet, 2.B, ... 2017, s.234).
    15. Üçüncü kişiler şikâyette hukukî yararı bulunduğunu ispatlamalıdırlar. Ancak söz konusu işlemden zarar gördükleri açıkça anlaşılıyor ise şikâyet yoluna gidebilirler. Örneğin arttırmaya katılıp en yüksek pey ileri sürdüğü hâlde kendisine ihale yapılmayan üçüncü kişinin şikâyeti ileri sürmekte hukukî yararı vardır.
    16. Somut olayda; davalısı ... İl Özel İdaresi olan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.12.2014 tarihli ve 2012/723 E., 2014/710 K. sayılı ilamına dayalı olarak alacaklı vekili tarafından 07.05.2015 tarihinde başlatılan ilamlı icra takibinde, takip talebinde ve icra emrinde borçlu olarak ... İl Özel İdaresinin gösterildiği, icra emrine ilişkin tebligat parçasında muhatabın ... İl Özel İdaresi olduğu, icra emrinin 14.05.2015 tarihinde ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına tebliğ edildiği, Belediye Başkanlığı vekilinin 18.05.2015 tarihinde icra dairesine başvurarak takibe dayanak ilamda, icra emrinde ve tebligat zarfında Belediye Başkanlığının adı geçmemesine rağmen tebligatın ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek tebligatın geçersizliğinin kabulüne ve tebligatın iptali ile takibin Belediye Başkanlığı yönünden durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep ettiği, 21.05.2015 tarihinde icra dairesince bu tür takiplerde her türlü itirazın ve şikâyetin icra mahkemesine yapılması gerektiği, müdürlüğün bu itirazı değerlendirme yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine ve takibin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    17. Takip talebinde ve icra emrinde adı bulunmayan şikâyetçi Belediye Başkanlığınca icra emri tebliği üzerine, tebligatın geçersizliğinin kabulü ve iptali istemi ile icra dairesine başvurulmuş olup, icra dairesince talebi reddedildiğinden, icra emri tebliğ edilen şikâyetçinin hacze muhatap olma ihtimali doğduğundan bunu bertaraf edebilmek için icra mahkemesine başvurmasında hukuki yararı vardır.
    18. Diğer taraftan 06.12.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 1/3. maddesi; “1 inci maddeye göre tüzel kişilikleri kaldırılan belediye ve köylerin personeli, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçları, komisyon kararıyla ilgisine göre bakanlıklara, büyükşehir belediyesi, bağlı kuruluşu veya ilçe belediyesine devredilir. Devir işlemi ilk mahalli idareler genel seçimi itibarıyla uygulamaya konulur.” hükmünü içermektedir.
    19. Yine aynı Kanunun 1. maddesinde ise; “(1) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
    (2) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
    (3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
    (4) ... ve ... il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmıştır.
    (5) Birinci, ikinci ve dördüncü fıkrada sayılan illerdeki il özel idarelerinin tüzel kişiliği kaldırılmıştır.
    (6) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illerin bucakları ve bucak teşkilatları kaldırılmıştır” düzenlemesine yer verilmiştir.
    20. Bu bağlamda, icra mahkemesinin İl Özel İdaresinin hangi Kurum ve Kuruluşlara devredildiğine ilişkin müzekkeresine, ... Valiliği İl Mahalli İdareler Müdürlüğü tarafından 10.06.2015 tarihinde verilen cevapta ... Valilik Makamının 01.04.2014 tarihli ve 7955 sayılı olurları ile tasfiye ve paylaştırma komisyonu oluşturulduğu, 6360 sayılı Kanun’un geçici 1/6. maddesi gereğince İl Özel İdaresinin her türlü taşınır, personel, hak, alacak ve borçlarının ... Valiliği Devir, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu’nun 12.03.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı kararı ile ilgisine göre devredildiği bildirilmiştir.
    21. Bu durumda yukarıda belirtilen devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonunun 12.03.2014 tarihli kararından sonra başlatılan icra takibinin devir tutanaklarına göre borçtan sorumlu olan ilgili Kuruma yöneltilmesi ve bu Kurum hakkında takip talebinin düzenlenerek icra emrinin tebliğe çıkarılması gerekirken, ... İl Özel İdaresi hakkında düzenlenen icra emrinin ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına tebliğ edilmiş olması karşısında, takibin kendisine yöneltilmesi ihtimali de bulunduğundan şikâyetçinin icra emri tebliğ işleminin iptalini istemesinde hukukî yararı bulunmakta olup, icra emri tebliğ işleminin iptali gerekmektedir.
    22. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, şikâyetçinin icra emrinde borçlu olarak yer almadığı hâlde kendisine icra emri tebliğ edildiği için haciz tehdidi altında olduğundan icra emri tebliğinin iptalini istemekte hukukî yararı bulunduğundan direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ile takibe dayanak ilamda, takip talebinde ve icra emri ile icra emri tebliğine ilişkin düzenlenen tebligatta şikâyetçinin adının yazmadığı, tebligatın takip talebine göre usulüne uygun çıkarıldığından doğru olan memurluk işleminin iptal edilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüşler Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
    23. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    24. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Şikâyetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun"un 29. maddesi ile eklenen geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.04.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.


    KARŞI OY

    Somut olayda ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.12.2014 tarihli 2012/723 E, 2014/710 K. sayılı ilamında davalı ... İl Özel İdaresi aleyhine kamulaştırmasız el atma nedeniyle el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ve ecrimisil bedeline hükmedilmiş olup bu ilama dayalı olarak davacı alacaklılar tarafından ... İl Özel İdaresi aleyhinde ilamlı icra takibi başlatılmıştır. Takip talebine uygun olarak düzenlenen icra emri ... İl Özel İdaresi adresinde 14.05.2015 tarihinde ... Büyükşehir Belediyesi Yazı İşleri ve Kararlar Dairesi Başkanlığı Yazı İşleri Müdürü ... imzasına tebliğ edilmiştir. Ayrıca icra emri, ilamda ... İl Özel İdaresi’ni temsil eden Avukat ...’a da 05.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
    Bu tebligat üzerine ... vekilince 18.05.2015 tarihinde İcra Müdürlüğü’ne verilen dilekçede ilamın, icra emrinin ve zarfın, hiçbir yerinde Belediye Başkanlığı’nın adı geçmemesine rağmen tebligat ...’na yapılması usul ve yasaya aykırı olduğundan tebligatın geçersizliğinin kabulünü ve tebligatın iptalini bu tebligatla borçlu konuma getirilmek istendiğini borca ve fer"îlerine itirazla takibin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.
    İcra Müdürü takip dosyasının tetkikinde borçlu belediye hakkında mahkeme ilamına dayalı olarak örnek 4,5 icra emri ile takip başlatıldığını bu tür takiplerde itirazın ve şikâyetin icra mahkemesine yapılması gerektiğini, icra Müdürlüğünün itirazı değerlendirme yetkisi olmadığından itirazın reddine takibin devamına karar vermiştir.
    Bu red kararı üzerine ... İcra Mahkemesi’ne 15.05.2015 tarihinde şikâyet dilekçesi vermiş; şikâyetinde, takibe dayalı ilamda takip talebinde icra emrinde ve tebligat zarfında Belediye taraf olmayıp adresi dahi olmadığı hâlde icra emri tebligatın Belediye Başkanlığına yapılmasının usulsüz olduğunu, 6360 sayılı Yasa gereğince İl Özel İdaresi tüzel kişiliği sona erdiği hâlde hakkında ilam alındığını, okul alanı gibi yerler için husumetin Milli Eğitim Bakanlığı’na yöneltilmesi yerine belediye hakkında takibe geçilmesinin hukukî dayanağı bulunmadığından usulsüz tebligatın geçersizliğinin kabulü ve tebligatın iptaline, takibin belediye yönünden iptaline karar verilmesine talep etmiştir. İcra Mahkemesi ise şikâyet için bir icra emri olmadığından şikâyetçiye bırakılan tebligatı iade etmesi gerekirken şikâyet yoluna başvurmakta hukukî yarar bulunmadığı gerekçesi ile şikâyeti reddetmiştir.
    Şikâyetçinin de kabul ettiği üzere şikâyetçi hakkında alınmış bir ilam olmadığı gibi takip talebinde ve icra emrinde de borçlu olarak gösterilmemiştir. Hatta icra emrinin gönderildiği tebligat zarfında dahi şikâyetçi belediyenin ismi yoktur. Bu durumda tebligatı şikâyetçi belediyenin Yazı İşleri Müdürünün tebliğ alması belediyeyi takipte borçlu hâline getirmez. Tebligat dolayası ile belediye aleyhinde takibe devam edilemez. Takipte taraf olmayan belediyenin bu bakımdan şikâyette hukukî yararı yoktur.
    Bu nedenle bozma ilamında yer alan “icra takibine dayanak yapılan işlemde ve takip tebliğnamesinde şikayetçi Belediye Başkanlığı’nın ismi yer almadığı halde kendisine icra emri tebliğ edilmiştir.” görüşünde isabet olmadığı görüşündeyiz. İcra emrinin içeren tebligat zarfında dahi borçlu olarak İl Özel İdaresi yazılı iken tebligatın Belediye Yazı İşleri Müdürü tarafından tebliğ alınması, Belediyeye İcra emri tebliği olarak değerlendirilemeyeceği için bu gerekçe ile icra emri tebliğ işleminin iptali görüşüne katılamıyoruz. Kaldı ki; icra emri ... İl Özel İdaresi vekiline ayrıca tebliğ de edilmiştir.
    Ancak tebliğ edilen adresin İl Özel İdaresine ait adres olup 06.02.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun 3. maddesine göre ... İl Özel İdaresi’nin tüzel kişiliğinin ortadan kalktığından Özel İdare binasının şikâyetçi belediyeye devredildiği ve bu adreste icra emri İl Özel İdaresi’ne tebliğ edildiğinden, bu adresin borçlu adresi olarak görülüp haciz işlemi yapılması olasılığı nedeniyle şikâyetçi belediyenin bu yönden tebliğ işleminin üçüncü kişi sıfatıyla iptalini istemekte hukukî yararı bulunmaktadır.
    Takibe dayanak ilama konu kamulaştırmanın el atılan yer okul bahçesi olduğu için 6360 sayılı Kanun’a göre oluşturulan ... Valiliği devir, tavsiye ve paylaştırma komisyon kararlarına göre bu ilamdan diğer borçtan Milli Eğitim Bakanlığı sorumlu olup, takibe konu ilam Yargıtay 5. Hukuk Dairesince 09.04.2018 tarih, 2017/1432 E, 2018/6746 K. sayılı karar ile İl Özel İdaresi’nin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı gözetilerek sorumlu idare olan Milli Eğitim Bakanlığı davaya dahil edilerek hüküm kurulması gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak Milli Eğitim Bakanlığı’na izafeten ... İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü kararda yer almış olup, hüküm 21.11.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
    Görüldüğü üzere icra takibinin borçlusu olarak takibin devam edeceği idare belli olmuştur. Takibe dayanak ilam, takip talebi, icra emri ve icra emri tebliğ edilen tebligat zarfı da şikâyetçi belediyenin ismi geçmediği ve takipte taraf olmadığı hâlde belediye aleyhine takip yapıldığı düşüncesi ile şikâyette bulunmakta hukukî yarar olmayıp icra takibinden şikâyetçi belediyeye takip konusu borçlu sorumlu olduğu gerekçesi ile borcun ödenmesine ilişkin bir müzekkere gönderilmesi hâlinde bu müzekkerenin iptali için şikâyette bulunma hakkı her zaman vardır.
    Yukarıda açıklandığı üzere, tebliğ adresinin belediyeye ait olması nedeniyle borçlu adresi olarak o adresin değerlendirilip haciz yapılması olasılığını ortadan kaldırmak için icra emrinin tebliğ işleminin iptal de hukukî yararı bulunduğu görüşünde olduğumuzdan belediyeye icra emri tebliğ edildiğinden ve icra emrine aykırı olarak icra işlemi yapıldığından bahisle bu işlemin iptalinde hukukî yararı olduğu şeklindeki çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi