Esas No: 2021/21153
Karar No: 2022/2400
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/21153 Esas 2022/2400 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından mahkum olmuş ve cezası 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun \"Sanığın duruşmadan bağışık tutulması\" başlıklı 196. maddesi uyarınca sanığın duruşmada hazır edilmemesi hakkındaki talebi olmamasına rağmen savunma hakkının kısıtlanarak verilen karar kanun yararına bozma talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Ancak, kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulamayacağından bu talep reddedilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-b, 116/1, 151/1 ve 62/1. (3 kez) maddeleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 196, 263 ve 35. maddeleri.
"İçtihat Metni"
Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-b, 116/1, 151/1 ve 62/1. (3 kez) maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis, 5 ay hapis ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair ADANA 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/03/2015 tarihli ve 2011/470 esas, 2015/186 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25/06/2021 gün ve 94660652-105-01-4917-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/09/2021 gün ve 2021/89832 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun "Sanığın duruşmadan bağışık tutulması" başlıklı 196. maddesinde yer alan, "(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir." şeklindeki düzenleme ile benzer bir olayla ilgili Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 09/12/2020 tarihli ve 2019/15980 esas, 2020/11841 karar sayılı ilâmında yer alan, "Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03/04/2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı kararı uyarınca aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15/11/2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararı uyarınca farklı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mâhkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğu...” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında;
Dosya kapsamına göre, yargılama aşamasında sanığın savunmasının 20/07/2011 tarihinde mahkemesince alındığı, kısa kararın sanığın yokluğunda verildiği, dosya arasında bulunan ceza infaz kurumu bilgileri dahilinde karar tarihi itibariyle başka suçtan Sivas E T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan sanığın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 196. maddesi uyarınca savunmasında duruşmalardan vareste tutulmaya yönelik talebi bulunmadığı gözetilerek, kısa kararın okunduğu oturumda hazır edilmeksizin ya da ses ve görüntü bilişim sistemi (SEGBİS) aracılığı ile savunması alınmaksızın, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yoklukta verilen kararın duruşmasında Sivas E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olduğu anlaşılan sanık ...’ya 08.04.2015 tarihinde tebliğ edilen hükmün yasa yolu bildiriminde CMK'nın 263'ncü maddesine göre “bulunduğu cezaevi aracılığıyla vereceği dilekçe ile kararı temyiz edebileceğinin belirtilmemesi” ve cezaevinde olan sanığa yapılan tebligatın 5271 sayılı CMK'nın 35/son maddesi uyarınca kendisine okunup anlatılmadan tebliğ edilmesinden dolayı usulsüz olduğu ve gerekçeli karar tebliği işlemi geçersiz olduğundan hükmün usulüne uygun kesinleşmediği belirlenmekle; kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.03.2015 tarihli kararının sanık ...’ya tebliğ edilip, (sanığın cezaevinde olması halinde, cezaevindeki sanığa CMK'nın 263 ve 35. maddelerine göre tebliği, aksi halde son ifadesinde bildirdiği son bilinen adresine kararın tebliği, bu adrese de tebliğ yapılamaması halinde güncel mernis adresine tebliğ yapılmak suretiyle) usulüne uygun olarak kesinleştirildikten sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup, (ADANA) 3. Asliye Ceza Mahkemesinin henüz kesinleşmeyen 18.03.2015 tarihli ve 2011/470 E., 2015/186 K. sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 16/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.