23. Hukuk Dairesi 2011/1524 E. , 2011/1799 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tesbiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... gelmiş davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili; davadışı ..."nin davalı kooperatifte 149 ve 164 nolu ortaklık payları olduğunu ve adı geçen davadışı bu kişinin 149 nolu ortaklık payını, 25.01.2008 tarihli noter de yapılan "ortaklık payı devir" sözleşmesi ile müvekkiline devrettiğini, müvekkilinin ortaklığının kabulü için davalı kooperatif yönetim kuruluna müracat etmesine rağmen davalı tarafça bu talebinin reddedildiğini, davalı kooperatifin 12.11.1995 tarihli genel kurulunda ortaklık pay sayısının 136"ya çıkarılıp herbir paya numara verilip, ortaklık belgesi düzenlendiğini ve ortaklık belgelerinin ortaklar pay defterine sahipleri namına tescil ve kayıt edildiğini, böylece ortaklık paylarının herbirinin devir edilebilir ve devri engellenemez niteliğe kavuştuğunu, çünkü herbir ortaklık payının kuraya tabi bulunduğunu, davalı kooperatife ait pay bulunmayıp tüm payların ortaklık sıfatına bağlı olarak tedavül kabiliyeti bulunmadığını, 22.12.2006 tarihinde imzalanan düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinde, ortak payını eşit şekilde konutun davalı kooperatife verilmesinin kararlaştırıldığını, ileri sürerek müvekkilinin ortaklık sıfatını kazandığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekiller, müvekkili kooperatifin 136 hisseye tekabül eden şeklinde 93 üyesi bulunduğunu bazı üyelerin birden fazla hissesi olduğunu, davacıya hissesini devreden ..."nin de iki hissesi bulunduğunu, 24.06.2007 tarihinde yapılan Genel Kurul"da üye sayısının (93) olarak sabitlenmesi ve artırılmaması şeklinde karar alındığını, bu karara aykırı şekilde üye sayısının değişitirilemeyeceğini, hisse devrinin muvazaalı olduğunu oy sayısını artırmaya yönelik olarak yapıldığını, davacının, ortaklık ile pay hususunu birbirine karıştırdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacının, davadışı ..."den 149 no.lu kooperatif hakkını devraldığı, davalı kooperatifin, davacının üyelik niteliklerine haiz olmadığı yönünde bir savunması da bulunmadığı, devir sözleşmesinde bedelin yazılmasının şart olmadığı, üye sayısını kısıtlayan genel kurul kararının inşaat sözleşmesinde yüklenicinin yükümlülükleri bölümünde kooperatife verilecek arsa adedinin 136 olarak belirlendiği, yapılan devirle bu sayının aşıldığı iddiasında da bulunulmadığı, kaldı ki daha önce kooperatif ortağı olan kişilerin ortaklık paylarını aynı şekilde alıp ortaklık sayısını fazlalaştırdığı, davalının da bunu kabul ettiğinin tesbit edildiği davacının, devraldığı üyelik hakkı için davalıya müracaat ettiği ancak davalının talebi haksız olarak yerine getirmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yerel Mahkemenin yargılamanın sonuçlandığı kısa kararda "davanın kabulüne, davacı ... ..."nin davalı kooperatifin ortağı olduğunun tesbitine" denildiği halde, gerekçeli kararda "Davanın kabulü ile davacı ..."ın davalı ... Konut Yapı Kooperatifi"nin 2020 no.lu üyeliğe sahip olduğunun tesbitine" denilmiştir. Bu durum 6100 sayılı HUMK"nun 298/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.04.1992 gün 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurul kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen, 825.00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.