10. Hukuk Dairesi 2015/1063 E. , 2016/4372 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Güvence Hesabı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 02.02.2004 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu yaralanan sigortalıya yapılan harcamalardan oluşan sosyal sigorta yardımlarının 506 sayılı Kanun’un 39’uncu maddesi uyarınca rücuan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalı, zamanaşımı def"inde bulunduğu halde, yöntemince irdelenmediği anlaşılmaktadır. 506 sayılı Kanunun 39’uncı maddesine dayalı açılan dava, olayın trafik kazası niteliğinde olması da gözetildiğinde, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinde, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin istemlerin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilen zamanaşımının, sigortacıya karşı da kesilmiş olacağı hüküm altına alınmış olmakla, rücuan tazminat davalarında zamanaşımına ilişkin anılan hüküm üçüncü kişiler bakımından uygulanmaktadır. Zarar, gelirler yönünden Kurumun yetkili organının onay günü, giderler için sarf ve ödeme tarihleri itibarıyla öğrenilmekte, zararı gerçekleştirenin öğrenilmesi olgusunun ise her somut olayın özelliğine göre saptanması gerekmektedir. Önemle belirtilmelidir ki zamanaşımı süresi, hem zararın hem de tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren, bir başka anlatımla, ancak her iki olgu gerçekleştikten sonra işlemeye başlamaktadır.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede; zarara ve faile ıttıla tarihinden itibaren 2 yıl, her halükarda ise, kaza tarihinden itibaren 10 yıl içinde davanın açılması gerekmekte olup, kaza tarihinin 02.02.2004 tarihi olduğu ve davanın 06.03.2014 tarihinde açıldığı, davalı vekili tarafından süresinde zamanaşımı def’inde bulunulduğu gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Güvence Hesabı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.03.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.