Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Temyiz dilekçesi kapsamı ve talep kısmı birlikte değerlendirildiğinde, taksirle yaralama suçundan kurulan beraat hükmünün temyiz edilmediği anlaşılmakla yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, ceza miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; 283 promil alkollü sanığın yerleşim yeri dışında iki yönlü yolda şerit ihlali yaparak karşı yönden gelen müşteki ... idaresindeki araçla çarpışması sonucu şikayetçi üç mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaralanmasına sebebiyet vermesi şeklinde gelişen olayda, alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği dolayısıyla atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve bilinçli taksirle yaralama suçlarının oluştuğu, zarar suçunun oluştuğu durumda tehlike suçundan cezalandırma imkanının bulunmadığı ve iddianame içeriği de göz önüne alındığında; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 89/4, 22/3 maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve davaya bakmanın 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 10, 11, 12. maddeleri ile CMK"nın 5. maddesi hükümlerine göre Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiği anlaşıldığından, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 30.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.