17. Hukuk Dairesi 2014/19395 E. , 2016/6852 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki cismani zarar nedeniyle manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının işleten/sürücüsü olduğu aracın, davacı ..."in sürücüsü olduğu motorsiklete asli kusurlu olarak çarpmasıyla oluşan kazada, davacı ..."in yaralandığını ve davacının yaralanmadan doğan şikayetlerinin halen devam ettiğini, davacının ameliyat olmak zorunda kalacağını, yaralanması ve tedavi süreci nedeniyle davacının manevi zarara uğradığını belirterek 10.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ..., kazada kusuru olmadığını, davacı sürücünün kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 1.500,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacı ..."in davaya konu kazadaki yaralanması nedeniyle 10.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunurken, davacılar ... ve ... için de manevi tazminat isteminde bulunmuş; ancak davacılardan her biri için talep ettiği tazminat miktarlarını ayrı ayrı belirtmemiştir.Bu durum karşısında mahkemece, öncelikli olarak davacı tarafa uygun bir süre verilerek, dava konusu ettiği toplam manevi tazminat miktarından, her bir davacı için talep edilen bedellerin ne olduğu açıklattırıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 56. maddesine dayalı olarak bedensel zarar nedeniyle manevi tazminat konusunda değerlendirme yapılırken; tarafların kusur durumları, diğer birçok ölçütle birlikte değerlendirmede dikkate alınması gereken bir husustur. Bu nedenle, manevi tazminat istemine konu edilen haksız fiildeki taraf kusur oranlarının belirlenmesi gerekir. Temyize konu davada, mahkeme tarafından davaya konu kazadaki taraf kusur oranlarının belirlenmesi bakımından herhangi bir rapor alınmaksızın, ceza yargılamasında alınan .... Kurumu Başkanlığı"nın raporuna atıfla yetinildiği görülmektedir.Hukuk hakiminin ceza yargılamasındaki kusur değerlendirmesi ile bağlı olmadığı da gözetilerek dava konusu kazada tarafların kusur oranlarının ne olduğu konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru değildir.
3-Dava dilekçesinde, kazada yaralanan davacı ... ile birlikte, anne ve babası olan davacılar ... ve .... için de manevi tazminat isteminde bulunulduğu; ancak bu davacıların istemleri hakkında değerlendirme yapılmadığı ve hüküm tesis edilmediği görülmektedir.
6098 sayılı TBK"nın 56/2. maddesinde "Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir." düzenlemesine yer verilmiş ve zarar görenin yakınlarına da belli hallerde manevi tazminat verilebileceği benimsenmiştir.
Somut olayda, yaşı küçük davacı ..."in sağ ayağında parçalı kırık oluşacak şekilde yaralandığı, ceza yargılamasında adli tıp uzmanı tarafından düzenlenen raporda davacıdaki kemik kırıklarının vücut fonksiyonlarına etki derecesinin ağır olarak belirlendiği, davacı ..."in yaralanmasının ağır bedensel zarar olarak değerlendirilebileceği gözetildiğinde; anne babası olan davacılar ... ve ...."nun manevi tazminat talep haklarının bulunduğu değerlendirilerek bu davacıların istemleri hakkında da karar verilmesi gerekirken, hiçbir değerlendirme yapılmamış olması doğru görülmemiştir.
4-Davacı tarafın, üç davacı için manevi tazminat istemini ayırmadan dava konusu etmiş olması karşısında, talebin açıklattırılmasından sonra davacı ... için hükmolunan manevi tazminat miktarının yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetildiğinde; davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 6.6.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.