3. Hukuk Dairesi 2013/1595 E. , 2013/5942 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE ... MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali, olmadığında tenkisi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı vekili temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar vekili dava dilekçelerinde, davacılar ile davalının kardeş olduklarını, anneleri ......’nin ....08.2006 tarihli vasiyetname ile malvarlığını davalı oğluna vasiyet ettiğini, murisin vasiyetname tarihinde tasarruf ehliyeti olmadığını belirterek, terekenin tespitini, vasiyetnamenin iptalini, bu olmadığında vasiyetnamenin tenkisini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, murisin akıl sağlığının yerinde olduğunu belirterek, karşı dava dilekçesinde vasiyetnamenin tenfizini talep etmiştir.
Mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile vasiyetnamenin iptaline ilişkin talebin reddine, tenkis talebinin kabulü ile davacıların .../... saklı payları ....356’şar TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, karşı davanın kabulü ile vasiyetnamenin tenfizine karar verilmiş, hükmü davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu ....08.2006 tarihli vasiyetname ile muris .......’nin taşınır ve taşınmaz bütün mallarını davalı oğluna vasiyet ettiği, aynı tarihli doktor raporu ile hukuki işlem ehliyetine haiz olduğu açıklanmış, vasiyetnamenin Sulh ... Mahkemesinin ....06.2007 tarihli kararı ile okunmasına karar verildiği, asıl davanın 05.06.2007, birleşen davanın ise 04.01.2008 tarihinde (süresinde) açıldığı anlaşılmaktadır.
... Kurumu raporlarına göre, murisin ....08.2006 akit tarihinde fiil ehliyeti olduğu açıklanmıştır.
Asıl davalar yönünden; muris ........... ....’nin vasiyetnamenin düzenlendiği ....08.2006 tarihinde fiil ehliyetine sahip olması nedeniyle vasiyetnamenin iptali talebinin reddine ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, vasiyetnamenin tenkisi yönünden; TMK.nun 506/... maddesi gereğince davacıların yasal miras payının yarısı oranında, başka bir deyişle .../... oranında saklı payları bulunduğundan TMK.nun 560.maddesine göre saklı pay sahibi mirasçıların saklı paylarını ihlal eden tasarrufların tenkisini talep etme hakları bulunmaktadır.
Tasarruf edilebilir kısmın hesabı TMK.nun 507.maddesinde açıklanan yöntemle hesaplanan parasal miktarda saklı pay sahibi mirasçıların saklı paylarına düşen miktar belirlendikten sonra sabit tenkis oranı bulunup, tenkise konu olan mala sabit tenkis oranı uygulanmalıdır.
Sabit tenkis oranının uygulanması sırasında TMK.nun 564.maddesine göre “Değerinde azalma meydana gelmeksizin bölünmesine olanak bulunmayan belirli bir mal vasiyeti tenkise tabi olursa, vasiyet alacaklısı, dilerse tenkisi gereken kısmın değerini ödeyerek malın verilmesini, dilerse tasarruf edilebilir kısmın değerini karşılayan parayı isteyebileceği”, ....fıkrada ise “tasarruf oranı içinde kalan kısmının karar günündeki değerinin para olarak ödetilmesine karar verileceği” açıklanmıştır. Başka bir deyişle teberru edilen malların değerleri seçimlik hakkın kullanıldığı güne göre saptanıp o miktara sabit tenkis oranının uygulanması suretiyle tenkis edilecek miktar bulunacaktır.
Buna göre davalının seçimlik hakkını kullandığı tarihteki değerlerin dikkate alınması gerekirken, 05.06.2007 dava tarihindeki değerlerin esas alınarak, bu miktara sabit tenkis oranının uygulanması suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Karşı dava yönünden; TMK.nun 600/....maddesinde “Vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılarına karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur”, ....fıkrasında ise, “vasiyet alacaklısı, yükümlülüğü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini, vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir.”
Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. Bu nedenle aynı dava dosyası içinde hem vasiyetnamenin iptali veya tenkisi ile birlikte vasiyetnamenin tenfizi davasının birlikte görülmesi mümkün değildir.
Mahkemece; tenfiz talebine yönelik karşı davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi gerekirken, yazılı şekilde tenfiz yönünden de davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
Ayrıca, kabule göre; davada reddedilen kısım ve karşı dava ile ilgili vekalet ücretine hükmedilmemesi de bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.