14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18202 Karar No: 2020/3563 Karar Tarihi: 10.06.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/18202 Esas 2020/3563 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı köy, davalıların kendilerine ait olmayan bir taşınmazı hayvan otlatmak suretiyle kullanarak yaylaya el attıklarını ve köyün kullanımını engellediklerini belirterek el atmanın önlenmesi ve taşınmazın kendilerine teslim edilmesi talebiyle dava açmıştır. Davalılar, taşınmazın kendilerine ait olduğunu ve davanın da asliye hukuk mahkemesinde görülmelidir dediler. Mahkeme ise idari yargı görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verdi. Ancak Yargıtay, idari yargının görevli olmadığı ve davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği kararını verdi. Bu nedenle mahkeme kararı bozuldu. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun \"İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı\" başlıklı 2. maddesi, idari işlemler hakkında açılan davaların ve idari sözleşmelerden doğan anlaşmazlıkların idari yargıda görülmesini öngörmektedir. Ancak dava asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği için, idari yargı görevli değildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/18202 E. , 2020/3563 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.05.2007 gününde verilen dilekçe ile yaylaya el atmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; idari yargı görevli olduğundan davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair verilen 27.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Dava, yaylaya el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili davacı ... Merkez ... Köyü sınırları içerisinde bulunan hudutları yazılı taşınmazın kadimden beri davacı köy tarafından yayla olarak kullanıldığını, davalıların hayvan otlatmak suretiyle yaylaya el attıklarını ve davacı köyün kullanımını engellediklerini belirterek el atmanın önlenmesini ve dava konusu taşınmazın davacı köye teslimini istemiştir. Davalılar vekilleri dava konusu taşınmazın ... ili hudutlarında değil ... ili, ... ilçesi hudutları içerisinde olduğunu yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini talep etmişler esasa ilişkin olarak da davacı köyün dava konusu taşınmazda herhangi bir hakkı ve korunmaya değer bir hakkının ve zilyetliğinin bulunmadığını, taşınmazın davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tapuda kayıtlı olduğunu, davalı köylerin kullanımında bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle yargı yolu bakımından görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre idari işlemler hakkında yetki şekil sebep konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar olarak gösterilmiştir. Bu bağlamda davacı vekilinin yaylaya el atmanın önlenmesi ve dava konusu taşınmazın davacıya teslimi istemine ilişkin davası adli yargıda görülerek çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklardandır. Mahkemece uyuşmazlığın esastan karara bağlanması gerekirken idari yargının görevli olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 10.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.