Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2016/2794
Karar No: 2021/470
Karar Tarihi: 13.04.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2016/2794 Esas 2021/470 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2016/2794 E.  ,  2021/470 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    1.Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 19. İş Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işveren nezdinde 1. Tip iş sözleşmesi ile şef teknisyen olarak çalıştığını, 31.01.2013 tarihinde emekli olduğunu, davalı işverence İş Mevzuatına Tabi Olan Personelin Ücret ve Fazla Çalışma Esaslarına göre toplu iş sözleşmeleri uyarınca müvekkilinin ücretine uygulanması gereken zamların yapılmadığını, 2008 yılından itibaren uygulanarak işyeri şartı hâline gelen performans priminin de ödenmediğini ileri sürerek, ücret, ilave tediye ve ikramiye artışı ile performans primi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının emekliliği nedeniyle işten ayrıldığını, müvekkilini ibra ettiğini, emsal dosyalarda müvekkili lehine kararlar verildiğini, davacının çalışma esaslarına ilişkin değişiklikten haberi olmadığı iddiasının yerinde olmadığını, özel ödülün ise işyeri şartı olmayıp yöneticilerin kanaatleri ile uzman ve üzeri personele uygulandığını, davacı şef teknisyen olduğundan kendisine ödül ödemesi yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Ankara 19. İş Mahkemesinin 27.10.2014 tarihli ve 2014/695 E., 2014/1085 K. sayılı kararı ile; toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret, akdi ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarının davacının elindeki verilere göre belirlenebilir nitelikte olduğundan bu talepler yönünden belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, toplu iş sözleşmesi ücret farklarından kapsam dışı işçilerin de yararlanmasını öngören Yönetmeliğin ilgili hükmü yürürlükten kaldırıldıktan sonra kapsam dışı çalışanların toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Ankara 19. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 29.02.2016 tarihli ve 2014/35443 E., 2016/5894 K. sayılı kararı ile; “…Taraflar arasında davacının fark ücret alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut olayda, davacının uyuşmazlığa konu tarihlerde, davalıya ait işyerinde 1. tip iş sözleşmesiyle kapsam dışı personel olarak çalıştığı dosya içeriğiyle sabittir.
    Davacı tarafça, iş sözleşmesinin 7. maddesi hükmüne, eşit işlem borcuna aykırılık iddiasına ve iş mevzuatına tabi kapsam dışı olan personelin ücret ve fazla çalışma esasları başlıklı yazılı işyeri uygulamasının 4. maddesine dayanılarak, işverenin aylık ücret miktarına 2007 yılından itibaren uygulaması gereken artış oranlarını uygulamadığı iddia edilmiştir.
    Mahkemenin, davacının iş sözleşmesinin 7/3. maddesine dayanarak ücretine artış yapılması talebinin haklı olmadığına, eşit işlem borcuna aykırılık iddiasının ise ispatlanmadığına yönelik gerekçesi isabetlidir. Ancak, “Türk Telekomünikasyon A. Ş. İş Mevzuatına tabi ( kapsam dışı ) olan personelin ücret ve fazla çalışma esasları” başlıklı işyeri yazılı uygulamasının 4. maddesine ilişkin yapılan hukuki değerlendirme hatalıdır.
    Davalıya ait işyerinde 31.08.2000 tarihinde yürürlüğe giren kapsam dışı personel yönetmeliğinin 75/E. maddesinde "İş kolunda geçerli olan toplu iş sözleşmesi ile kapsam içi işçilere verilen ücret zammı oranı ve dönemleri personel ücretlerine aynen yansıtılır. Genel Müdürün teklifi ve yönetim kurulunun kararı ile yansıtılan ücret zammı oranının üzerine artış yapılabilir" hükmü düzenlenmiştir.
    Yine, 31.08.2000 tarihinde yürürlüğe giren "Türk Telekomünikasyon A.Ş. iş mevzuatına tabi (kapsam dışı ) olan personelin ücret ve fazla çalışma esasları” başlıklı uygulamanın 4. maddesinde de, yönetmeliğe uygun şekilde " İş kolunda geçerli olan toplu iş sözleşmesi ile kapsam içi işçilere verilen ücret zammı oranı ve dönemleri personel ücretlerine aynen yansıtılır. Genel Müdürün teklifi ve Yönetim Kurulunun kararı ile yansıtılan ücret zammı oranının üzerine artış yapılabilir" hükmü kabul edilmiştir.
    Yukarıda açıklanan yazılı işyeri uygulamalarının yürürlükte bulunduğu dönemle sınırlı olmak üzere, kapsam içi işçilerin iş kolunda geçerli toplu iş sözleşmesinde düzenlenen ücret zammı oranlarının kapsam dışı personele de uygulanması gerektiği açıktır.
    Sözkonusu yönetmeliğin ve esasların yürürlüğünün sona erdiği dönem ise 4857 sayılı İş Kanunu"nun 22. maddesi hükmü esas alınarak belirlenmelidir.
    Davalı işveren yönetim kurulunun 01.07.2008 tarihinde kabul ettiği "İnsan kaynakları çalışma esasları" başlıklı yazılı uygulamayla, önceki yönetmelik ve esasların yürürlükten kaldırıldığı kabul edilmiş, ücret artışlarına ilişkin bir artış oranı ya da dönemi belirlenmemiştir.
    Taraflar arasında en son imzalanan sözleşmenin imza tarihi 19.09.2008 tarihi olup, sözleşmenin ilgili maddelerinde davacı, davalı şirketin personele ilişkin esaslarının ve ilgili düzenlemelerinin uygulanmasını kabul etmiştir. 01.07.2008 tarihli " İnsan kaynakları çalışma esasları" başlıklı düzenlemeye, 19.09.2008 tarihinden önce işçi tarafından yazılı onay verildiğine ilişkin bir belge sunulmadığından, belirtilen yazılı işyeri uygulamasının 19.09.2008 tarihinde davacı işçi bakımından yürürlüğe girdiği, bu suretle önceki düzenlemelerin yürürlükte kalktığı kabul edilmelidir.
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında varılan neticede, talep de nazara alınarak, 01.01.2007-19.09.2008 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmeleriyle kapsam içi işçilere uygulanan ücret artış oranlarından, davacının da yararlanması gerektiği sonucuna varılmaktadır. 01.01.2007-19.09.2008 tarihleri arasında davacının bordroları da incelenmek suretiyle aylık ücretine uygulanan artış oranları ve toplu iş sözleşmesi uyarınca uygulanması gereken artış oranları karşılaştırılmalı, varsa aradaki fark artış oranı belirlenmelidir. Neticeye göre dava konusu aylık ücret alacakları bir değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmelidir.
    Yukarıda yazılı sebeplerden eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı
    9. Ankara 21. İş Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli ve 2016/30 E., 2016/317 K. sayılı kararı ile; dava dilekçesinde sadece 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin ücret fark alacaklarının talep edildiği, 01.01.2007-10.09.2008 tarihlerine dair bir talebin bulunmadığı, davalı vekilince süresinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, dava tarihi itibarıyla 10.10.2007-10.09.2008 döneminin zamanaşımına uğradığı, mahkemece dava ile talep edilmeyen bir süreye ilişkin kabul veya ret kararı verilmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafından imzalanan 10.09.2008 tarihli iş sözleşmesinde davacının ücretinin yazılı olduğu, bu davanın konusunu oluşturan 2009 ve sonraki yıllarda, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı fark ücret alacağının doğmasının söz konusu olamayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalıya ait işyerinde kapsam dışı statüde çalışan davacı işçinin, “Türk Telekomünikasyon A. Ş. İş Mevzuatına Tabi (Kapsam Dışı) Olan Personelin Ücret ve Fazla Çalışma Esasları” uygulamasına göre toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret zamlarından yararlanabildiği somut olayda, toplu iş sözleşmesi zamlarının uygulanmasına dair hükme yer vermeyen ve önceki Yönetmelik ile Esasları yürürlükten kaldıran 01.07.2008 kabul, 26.09.2008 yürürlük tarihli “Türk Telekomünikasyon A.Ş. İnsan Kaynakları Çalışma Esasları” başlıklı uygulama dikkate alındığında, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi çerçevesinde toplu iş sözleşmesi ücret artış oranlarından faydalanıp faydalanamayacağı noktasında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN
    12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; ücret, ilave tediye ikramiye artışı ile performans primi alacaklarının talep edildiği eldeki davada, mahkemece ilk kararda toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret, akdi ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarının belirlenebilir nitelikte olduğundan bu talepler hakkında belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, toplu iş sözleşmesi ücret farklarından kapsam dışı işçilerin de yararlanmasını öngören Yönetmelik yürürlükten kaldırıldıktan sonra kapsam dışı çalışanların toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanamayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece 01.01.2007-19.09.2008 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmeleriyle kapsam içi işçilere uygulanan ücret artış oranlarından, davacının da yararlanması gerektiğinden bahisle bozma kararı verildiği, direnme kararının gerekçesinde ise dava dilekçesinde 01.01.2007-10.09.2008 tarihlerine dair bir talep bulunmadığı, iş sözleşmesinde davacının ücretinin de açıkça belirlendiği, davanın konusunu oluşturan 2009 ve sonraki yıllarda toplu iş sözleşmesinden kaynaklı bir fark ücret doğmasının da söz konusu olamayacağı gerekçesine yer verildiği dikkate alındığında, direnme kararının gerekçesinin yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, şu hâlde temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

    IV. GEREKÇE
    13. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi).
    14. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
    15. Somut olayda, mahkemece ilk kararda toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret, akdi ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarının belirlenebilir nitelikte olduğundan bu talepler hakkında belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, toplu iş sözleşmesi ücret farklarından kapsam dışı işçilerin de yararlanmasını öngören Yönetmelik yürürlükten kaldırıldıktan sonra kapsam dışı çalışanların toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanamayacakları gerekçesine yer verilmiş iken, direnme olarak adlandırılan kararda bu kez dava dilekçesinde 01.01.2007-10.09.2008 tarihlerine dair bir talep bulunmadığı, iş sözleşmesinde davacının ücretinin de açıkça belirlendiği, davanın konusunu oluşturan 2009 ve sonraki yıllarda toplu iş sözleşmesinden kaynaklı bir fark ücret doğmasının da söz konusu olamayacağı gerekçesine dayanılmıştır.
    16. Görüldüğü üzere, direnme kararının gerekçesinde yeni bir hukuki gerekçe oluşturulmuştur.
    17. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozmadan önceki kararda tartışılıp değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    18. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    19. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
    Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.04.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi