Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/8900 Esas 2019/4656 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8900
Karar No: 2019/4656
Karar Tarihi: 08.04.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/8900 Esas 2019/4656 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalıya vekaletname veren davacı, davalının bilgisi dışında bankadaki parasını çektiği gerekçesi ile alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamını ve %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkeme davanın reddine karar vermiştir çünkü davacı, vekalet ilişkisinin temelinde hangi hukuki ilişkinin yattığını ispat edemediği için davalının vekalet görevini kötüye kullandığına dair iddialarını ispat edilemedi. Ancak, vekillerin özen ve sadakatle iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal bir neden olarak kabul edilir. Davalının vekalet görevini kötüye kullanması, özellikle de vekilin özen ve sadakatle iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayanmaktadır. Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler öncelikle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı da çok açıktır. Bu sebeple, davacı tarafından davalıya verilen vekaletnamenin kapsamı dikkate alınarak, davalının hesap verme yükümlülüğü çerçevesinde tüm deliller değerlendirilmeli ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Kanun maddeleri B.K. md. 506/2 ve B.K.md. 508/1'dir.
13. Hukuk Dairesi         2016/8900 E.  ,  2019/4656 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, sigorta işlemlerini takip etmesi için kayınbiraderi olan davalıya vekaletname verdiğini, davalının vekaletnameye dayanarak bilgisi dışında bankadaki parasını çektiğini, davalının aldığını teslimle yükümlü olduğunu ileri sürerek, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamını ve %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiştir
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, vekalet görevinin kötüye kullanılmasına dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacı yanca vekalet ilişkisini kötüye kullanıldığı, vekalet ilişkisinin temelinde hangi hukuki ilişkinin yattığının ispat edilemediği, davacı yanın kaza ve sigorta işlemlerinin takip edilmesi için vekalet verildiğini iddia etmesine rağmen bu hususu ispat edemediği, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dava, davalının vekalet görevini kötüye kullanması, özellikle de, vekilin özen ve sadakatle iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayanmaktadır. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. (B.K. md. 506/2) Eş söyleyişle, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (B.K.md. 508/1) vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler öncelikle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı da çok açıktır. Buna göre, davacı tarafından davalıya Kahramanmaraş 3. Noterliğinin 25.02.2011 tarihli vekaletnamesinin verilmiş oluğu, vekaletnamenin iptal edildiğine dair dair dosyada bilgi bulunmadığı gözetilerek, davalı vekilin davacıdan aldığı bu vekaletname kapsamında; mahkemece, davalının isticvabına başvurularak beyanına göre vekilin hesap verme yükümlülüğü çerçevesinde tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile uyuşmazlığın birlikte yaşama olgusuna dayandırılarak, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.