Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakan Y..un ..ada ..parsel sayılı taşınmazını 28.09.1994 tarihinde ve satış suretiyle aynı ada ..parsel ..no"lu meskenini 14.08.2001 tarihinde ölünceye kadar bakma akti ile davalı eşi M..temlik ettiğini onunda 05.08.2005 tarihinde kardeşi olan diğer davalı V.. bağışladığını ayrıca Y...un babası olan muris R..de ..ada ..sayılı parselini 25.01.1984 tarihinde gelini davalı M.. "satış" şeklinde devrettiğini, M....in aynı hibe akdiyle davalı V...intikal ettirdiğini, ancak V...iyiniyetle üçüncü kişiye sattığını, yapılan işlemlerin kendilerinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürüp, ..ada .. parsel yönünden tazminat, diğer taşınmazlar bakımından ise tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, ..ada ..sayılı parselin miras bırakan R..tarafından devredilmediğini diğer çekişmeli taşınmazların davalı M...temlikinin satış ve ölünceye kadar bakma akitlerine dayalı olup, M...in muris Y..baktığını, bedelini ödeyerek 31 sayılı parseli aldığını, işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ..ada ..sayılı parsel yönünden bedel tahsili isteğinin miras bırakanlarca devredilmediğinden reddine; diğer taşınmazlar bakımından ise muvazaa olgusu sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.06.2007 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden C..Ç...vs. vekili Avukat ..geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vs. vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü :Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat isteklerine ilişkindir.
Mahkemece tazminat talebinin reddine, diğer istemlerin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; özellikle çekişme konusu ..ada .. parsel sayılı taşınmazın kök miras bırakan R..tarafından davalı M..e kayden temlik edilmediği belirlenmek suretiyle tazminat isteği yönünden davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Öte yandan, miras bırakan Y..n davalı eşi M..e 28.09.1994 tarihinde ve satış suretiyle temlik ettiği ..ada ..parsel sayılı taşınmaz bakımından temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak ve diğer davalı V..ın da bu olguyu bilen yada bilebilecek konumda olduğu gözetilerek davanın kabul edilmiş olması da doğrudur. O halde, davacıların tüm, davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Davalıların..ada ..parsel ... kat . no"lu bağımsız bölümle ilgili temyiz itirazlarına gelince;
Anılan . no"lu bağımsız bölümün miras bırakan Y..tarafından 14.08.2001 tarihinde ölünceye kadar bakma akti ile davalı M...e temlik edildiği kayden sabittir.
Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir.Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlu suda bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekirki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması,yada alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa,irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir.Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez;akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu haldede Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.04.l974 gün ve l/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın,ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri,elinde bulunan mal varlığının miktarı,temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir.
Somut olaya gelince, miras bırakan Y..un hasta olduğu ve yaşadığı süreç içerisinde davalı M..n kendisiyle ilgilendiği ve ihtiyaçlarını giderdiği anlaşılmaktadır. O halde, anılan bu olgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde; ..no"lu bağımsız bölümle ilgili olarak miras bırakan"ın yapmış olduğu temlikin ivazlı olduğu ve mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca, ölünceye kadar bakma aktine konu ..parseldeki .. no"lu bağımsız bölüm bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.06.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.