Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/4866 Esas 2007/7302 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/4866
Karar No: 2007/7302
Karar Tarihi: 26.06.2007

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/4866 Esas 2007/7302 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, taşınmazını kiraladığı kiracılar hakkında verilen tahliye kararının icrası sırasında davalıların şikayet yoluna başvurduğunu ve kendisine genel mahkemede dava açmak üzere süre verildiğini iddia etmiştir. Davalılar ise taşınmazda kiracı olduklarını ve davacı ile yıllardır var olan kabul sonucu kira ilişkisi bulunduğunu savunmuşlardır. Mahkeme, taraflar arasında yazılı bir akde dayanmadığı halde eylemli olarak bir sözlü kira ilişkisinin kurulduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davalıların hangi yere elattıklarının ayrı ayrı belirlenerek davanın kabul edilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesi, taşınmazın mülkiyet hakkına dayanan davaları düzenlemektedir. HUMK'nun 428. maddesi ise bozma kararlarını kapsamaktadır.
1. Hukuk Dairesi         2007/4866 E.  ,  2007/7302 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ŞİŞLİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 06/02/2007
    NUMARASI : 2005/581-29

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden maliki olduğu ..ada ..parsel sayılı taşınmazını 01.04.2002 başlangıç tarihli kira akdiyle kiraladığı kiracıları hakkında verilen tahliye kararının İcra Müdürlüğü"nce infazı aşamasında, davalıların "kiracı" olduklarından bahisle şikayet yoluna başvurduklarını, Şişli 1. İcra Hukuk Mahkemesi"nin verdiği kararlarla davalıların şikayetlerinin kabul edildiğini ve kendisine genel mahkemede dava açmak üzere süre verildiğini; oysa davalıların asıl kiracılara işgaliye bedeli adı altında ödeme yapan alt kiracılar olup, davalılarla kendisinin arasında hiçbir akdi ilişki bulunmadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini istemiştir.
    Davalılar, çekişme konusu taşınmazda, pazar yeri esnafı olarak 1985 yılından beri kiracı olduklarını, ancak davacı vakfın kendileriyle yazılı kira akdi yapmayıp, otopark işleticileriyle kira sözleşmeleri düzenleyerek onların aracılığıyla kira bedellerini tahsil ettiğini, davacı vakıf ile aralarında yazılı olmasa dahi yıllardır varolan kabul sonucu kira ilişkisi bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; taraflar arasında yazılı akde dayanmamakla birlikte, eylemli olarak bir sözlü kira ilişkisinin kurulduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.06.2007 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A. S...D...geldi davetiye tebliğe rağmen temyiz edilen vs. vekili avukatlar gelmediler yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü :
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu ..ada ..parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davacı vakfın taşınmazı dava dışı kişilere kiraya verdiği ve daha sonra tahliye davası açmak suretiyle tahliyeyi elde ettiği, davalıların ise kiracılara işgaliye bedeli ödeyerek taşınmazı kullanan kişiler konusunda bulundukları anlaşılmaktadır.
    Davacı vakıf, Türk Medeni Kanunu"nun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayanarak eldeki davayı açmıştır.
    Davalıların, çekişmeli taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan ve ayrıca kişisel bir haklarının bulunmadığı, ancak taşınmazı kullandıkları sabittir. Kaldı ki, davalıların kiracının kiracısı olduğu başka bir deyişle, alt kiracı oldukları kabul edilse dahi, asıl kira ilişkisi son bulmakla alt kira ilişkisinin de kendiliğinden son bulacağı kuşkusuzdur. Esasen, böyle bir ilişkinin varlığı da dosya kapsamı ile kanıtlanmış değildir.Hal böyle olunca, çekişme konusu taşınmaza elatanların hangi yere elattıkları ayrı ayrı belirlenmek ve bu olgu gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 500.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına,
    alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.06.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     


                                                                                                                       

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.