
Esas No: 2013/24973
Karar No: 2014/14857
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/24973 Esas 2014/14857 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacılar tarafından; reddedilen kısım yönünden, davalı tarafından ise; kabul edilen kısım ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 24.06.2014 günü duruşmalı temyiz eden davacılardan ... ile vekili Av.... gediler. Diğer duruşmalı temyiz eden davacı ... ve karşı taraf temyiz eden davalı ...Ş. vekilleri gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00"ar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.30.06.2014(Pzt.)
Türk Medeni Kanununun 194. maddesi, aile konutu üzerinde hak sahibi eşin konutla ilgili tasarruflarının geçerliliğini diğer eşin açık rızasına bağlamış, rızaya ilişkin beyanın şeklini göstermemiştir. Rızanın mutlaka resmi şekilde (tapu memuru veya noterde) verilmesi gerektiğine ilişkin bir hüküm Yasa’da yoktur. Dosya kapsamına göre, davacı koca adına kayıtlı olan dava konusu taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edilmiş ve aynı tarihli muvafakatname de getirilip banka yetkilisine verilmiştir. Muvafakatnamedeki imzanın
..
davacılardan ait olmadığı tespit edilmiş ise de, bu sahteliğin, davacı koca veya banka yetkilisi tarafından ortaklaşa yapıldığına veya banka yetkilisinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Davacılar bunun böyle olduğuna ilişkin bir delil getirmemiştir. Davalı banka iyiniyetli olduğu yönünde savunmada bulunduğuna göre bunun aksini ispat yükü davacılara düşer.Davacılar bankanın iyiniyetli davranmadığını kanıtlayamamıştır. Bu durumda banka iyi niyetlidir. Tapu kütüğünde konutun "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh de olmadığına göre, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi gereğince bankanın kazanımı korunmalıdır. Davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü isabetsiz olup, davalı bankanın temyizi bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bozulması, bozma nedenine göre de davacıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığı gerektiği düşüncesiyle çocuğunluğun onama kararına katılmıyorum.