16. Hukuk Dairesi 2016/17526 E. , 2020/1610 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "1987 yılında ölen muris ..."nın, davacıdan başka mirasçılarının da bulunduğu, ancak diğer mirasçıların davaya muvafakat verdiğine veya terekeye mümessil tayinine ilişkin başka herhangi bir bilgi ve belge de bulunmadığı, öte yandan çekişmeli 202 ada 2 parsel sayılı taşınmazın maliki 1315 (1919) doğumlu ... olduğu halde davada sadece mirasçılarından ..."in yer aldığı, ölü davalı ..."in başka mirasçılarnın da bulunmasına karşın bu kişilerin davaya dahil edilmediği, aynı ada 8 parsel sayılı taşınmazın, kadastro sonucu davacının murisi adına tescil edilip daha sonra pay temlikleri ile paylı olarak davacı ... ve davada yer almayan ancak muris ..."nın mirasçısı olduğu anlaşılan ... adına kayıtlı olduğu halde bu taşınmaza yönelik davanın sebebi netleştirilip, bu parsel yönünden de taraf teşkili sağlanmadığı, fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün tescil harici alanda kaldığı ve bu bölüme yönelik davanın tescil davası niteliğinde olduğu ve davada yasal hasım olan ilgili köy tüzel kişiliğinin davada yer alması gerektiği hususunun göz ardı edildiği belirtilerek, davacının tek başına genel mahkemede tapu iptali ve tescil davası açıp bu davayı sürdürme yetkisi bulunmadığından, davacıya, diğer mirasçıların davaya muvafakatini sağlamak veya terekeye temsilci atanması yoluyla dava şartını tamamlamak üzere mehil verilmesi, bu şartın sağlanması halinde davanın esasına girilmesi, çekişmeli 202 ada 2 parsel sayılı taşınmazın maliki ..."in tüm mirasçıları ve tescil harici alanda bulunan (B) bölümü yönünden davacının bir talebi bulunuyorsa ilgili köy tüzel kişiliği davaya dahil edilerek dava şartı olan taraf teşkilinin sağlanması, 202 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davacı ve muris ... mirasçısı olduğu anlaşılan dava dışı ... adına kayıtlı olduğuna göre davacının bu parsele yönelik bir talebi bulunup bulunmadığı hususunun netleştirilmesi gereğine ve kabule göre de muris ... mirasçıları adına tesciline karar verilen (C), (D), (E) ve (F) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin hangi parsellerden iptal ve ifraz edileceği belirtilmeksizin infazı mümkün olmayacak şekilde hüküm kurulmasının isabetsizliğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 202 ada 47 parselde Hazine adına kayıtlı ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 17.245,28 metrekare, 202 ada 2 parselde ölü süleyman oğlu ... adına kayıtlı ekli krokide kalan (E) harfi ile gösterilen 2.853,72 metrekare, 202 ada 43 parselde hazine adına kayıtlı ekli krokide (F) harfi ile gösterilen 13.685,23 metrekarelik (toplamda 33.784.23 metrekare olan) kısımlarının tapularının iptali ile, ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 5.173.28 metrekarelik tescil dışı bırakılan alanda dahil olmak üzere toplamda 38.957,51 metrekare alanın yeni bir parsel (son parsel numarası ile) numarası alarak ... mirasçıları adına dosyada ekli ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2015/22-28 Esas, Karar sayılı veraset ilamındaki hisseleri oranında; (... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2015/65 Esas sayılı dosyasında ..."ın nüfus kaydının iptaline karar verildiğinden veraset ilamındaki hissesi..."ın diğer mirasçılarına aktarılmıştır.) 40 pay ... adına, 40 pay ..."na, 40 pay ... adına, 10 pay ... adına, 5 pay ....adına, 5 hisse ...adına, 5 hisse ... adına, 5 hisse... adına, 5 hisse... adına, 5 hisse ... adına, 10 hisse... adına, 10 hisse ... adına, 10 hisse ... adına, 10 hisse ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 202 ada 2, 43 ve 47 numaralı parsellerden ekli krokide (C), (E) ve (F) harfleriyle gösterilen alanlar çıktıktan sonra kalan kısımların yeniden malikleri adına tesciline, ekli krokide (B) harfiyle gösterilen 5.173,28 metrekare alanın çıktıktan sonra geriye kalan alanın Kadastro Kanunu 16/c maddesine göre yeniden kuru dere olarak bırakılmasına (terkinine) 202 ada 8 parsele yönelik davadan feragat edilmesi dolayısıyla bu taşınmaza yönelik açılan davanın reddine; karar verilmiş; hüküm, Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazların evveliyatını, kullanım süresini ve niteliğini en iyi şekilde belirleme yönteminin hava fotoğraflarının incelemesi olduğu göz önünde bulundurulmaksızın, soyut nitelikteki mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların kadastro tutanakları, tapu kayıtları ve varsa tespite esas dayanak kayıtları Tapu Müdürlüğünden, tespit tarihi olan 2001 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarından en az üç adedi Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile 3 ziraat mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşifte jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları da değerlendirilmek suretiyle taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; tanık ve yerel bilirkişilerden, çekişmeli taşınmazların davacıya ne şekilde intikal ettiği, taşınmazların önceki niteliğinin ne olduğu ve üzerlerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla ve ne zamandan beri sürdürüldüğü hususları sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tanık ve yerel bilirkişilerin ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazların zirai faaliyete konu olup olmadıkları, zilyetliklerin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı ve komşu parseller ile aralarında nitelik farkı olup olmadığı hususlarında bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor istenmeli; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir kroki ve rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.