Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8978
Karar No: 2016/12670
Karar Tarihi: 20.10.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/8978 Esas 2016/12670 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/8978 E.  ,  2016/12670 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı ve davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı, davalıya ait çiftlikteki hayvanların bakımı ve arazilerindeki sulama işlerinde 10/05/1995 - 10/05/2011 tarihleri arasında çalıştığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece dava kısmen kabul edilerek, davacının davalı işyerinde 01/01/2004-25/02/2011 tarihleri arasında çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir.
    Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Yine; 2926 sayılı Kanunun “Kapsam” başlığını taşıyan 2’nci maddesinde, kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın, tanımlanan nitelikte tarımsal faaliyetlerde bulunanların bu Kanuna göre sigortalı sayılacakları belirtilmiş, “Sigortalılığın sona ermesi” başlıklı 6’ncı maddesinde de, bu Kanuna göre sigortalı sayılanlardan diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce sigortalılıklarının sona ereceği bildirilmiştir.
    Sosyal Güvenlik Hukukumuzda, “sosyal sigortalarda çokluk”, bir başka anlatımla bireylere olabildiğince sosyal sigorta hakkı tanıma, “yararlanmada ve yükümlülükte teklik” ilkesi egemen olup buna göre, aynı tarihlerde farklı sosyal güvenlik kuruluşları ve kanunları kapsamında bulunulamaz ve çifte sigortalılık olarak adlandırılan bu statü kanun hükümleriyle engellenmiştir. Şu durumda 506 sayılı (hizmet akdine dayalı olarak işveren/işverenler tarafından çalıştırılma) ve 2926 sayılı (hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız tarımsal faaliyette bulunma) Kanunlar kapsamında veya 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentleri çerçevesinde birleşen (çakışan) zorunlu sigortalılık olgusuna ilişkin olarak; 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesi dönem yönünden 2926 sayılı Kanunun 6. maddesi dikkate alınmalı, 01.10.2008 – 01.03.2011 dönemi yönünden 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi gereğince ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınmalı, 01.03.2011 tarihinden itibaren ise anılan maddede 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gözetilerek hizmet akdine dayalı çalışmaya değer verilmelidir.
    Somut olayda, işyerinin Kanun kapsamında olduğu 25.02.2010-28.02.2011 tarihleri arası dönem dışındaki dönemler yönünden işyerinin varlığı ve kapsamının araştırılmadığı, davacının çalışma iddiasına ilişkin yeterli araştırmanın yapılmadığı, çakışan sigortalılık yönünden de yasal mevzuat çerçevesinde değerlendirme yapılmadığı, yani açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığı yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece dava konusu dönem yönünden yapılacak iş; işyerinin Kanun kapsamında olmadığı 25.02.2010 tarihi öncesi ve 28.02.2011 tarihi sonrası yönünden işyerinin varlığı araştırılmalı, bu kapsamda işverenin vergi kayıt, faaliyet ve tescil durumu ilgili vergi dairesinden, Ticaret Sicili Memurluğundan sorulmalı, meslek odası kaydı olup olmadığı araştırılmalı, çiftliğin bulunduğu köy/mahallenin ihtilaf konusu dönemdeki muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri tespit edilerek, çiftliğin hangi tarihten itibaren davalı adına faaliyet gösterdiği hususunda beyanları alınmalı, böylece işyerinin varlığı, kapsamı, faaliyet durumu tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulmalı, işyerinin varlığı ortaya konulur ise çalışma iddiasına ilişkin olarak resen araştırma ilkesi doğrultusunda; öncelikle çiftlikte tam olarak hangi işleri yerine getirdiği konusunda davacının ayrıntılı beyanı alınmalı (hayvanların bakımı, arazilerin sürülmesi, sulanması v.s.), bordro tanığı bulunmadığından, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek, çalışmanın varlığı, işyerinin ve davacının yaptığı işin nitelik itibarıyla mevsimlik olup
    olmadığı, çalışmanın tam gün üzerinden gerçekleşip gerçekleşmediği ortaya konulmalı, tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, bahse konu arazilerin hangi tarihten itibaren davalıya ait olduğuna ilişkin tapu kayıtları getirtilmeli, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, Tarım İlçe Müdürlüğünden yılda kaç defa ürün alındığı, hangi ürünlerin yetiştirildiği, yılın her döneminde hayvan bakım ve gözetim işinin yapılıp yapılmadığı sorulmalı, gerekirse bahçede ağaç bulunup bulunmadığı, bunların niteliği, sebze tarımında kullanılacak arazi olup olmadığı, ne kadar dönüm arazi ekildiği, ne ekildiği, hayvan bakımının hangi dönemlerde yapıldığı, devamlılık arz eden bir iş olup olmadığı icra edilecek bir keşif suretiyle belirlenmeli, çiftliğin bulunduğu köy/mahallenin ihtilaf konusu dönemdeki muhtar ve ihtiyar heyeti üyelerinin, çalışmanın varlığı ve süresi yönünden de bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davanın sübutu halinde çakışan sigortalılık yönünden yukarıda bahsedilen yasal mevzuat çerçevesinde hareket edilmeli, böylece gerekli tüm soruşturma yapılıp taraflar arasındaki ilişkinin niteliği tereddütsüz belirlenerek, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı ve davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan ..."a iadesine, 20.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi