15. Ceza Dairesi 2016/2946 E. , 2017/15768 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
HÜKÜM : 1-Sanıklar haklarında sahtecilik suçundan; TCK’nın 204/1, 43/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
2-Sanıklar haklarında dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-d, 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanık ...’ın, 27.02.2006 günü öncesinde babası ..."e ait nüfus cüzdanındaki fotoğrafı çıkarıp, yerine amcası olan sanık ..."in fotoğrafını yapıştırdıktan sonra sanıkların, bu sahte kimlikle şikayetçi ...’e ait taşınmazları resmi senetle temyiz dışı ...’ya sattıkları; yine, 25.06.2007 tarihinde Gemlik 1. Noterliğine giderek şikayetçiye ait 4 ve 5 no’lu dairelerin satışı konusunda Gemlik 1. Noterliğinin 25.06.2007 tarih ve 5733 yevmiye numarası ile ..."e çıkarttıkları vekaletnameyle 26.06.2007 günü tapuya giderek 2 daireyi ...’ya sattıklarının iddia edildiği olayda;
1-Sanıklar haklarında sahtecilik suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olan vekaletname nedeniyle sanıklara verilen cezanın TCK"nın 204/3. maddesi gereğince artırılması gerektiği gözetilmeyerek eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluklarının, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyları dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden sanık hakkında kurulan hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin tamamen çıkarılıp yerlerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmalarına" denilmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanıklar haklarında dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığının 12.08.2008 tarih ve 2008/954 sayılı iddianamesinde, sanıklar haklarında, sahte resmi belge düzenleyip kullanmaktan dava açıldığı, iddianamedeki sevk ve tavsife göre "Nitelikli dolandırıcılık" suçundan açılmış bir dava bulunmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.06.1997 gün ve 88/147 sayılı, 15.11.2016 tarih ve 2016/14-335-419 sayılı kararları ile benzer nitelikteki birçok kararında da belirtildiği üzere; bir olayın açıklanması sırasında başka bir olaydan söz edilmesi o olaydan da dava açıldığını göstermeyeceği; öte yandan dolandırıcılık ve sahtecilik suçları birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olup, birinin diğerine dönüşmeyeceği ve dolandırıcılık suçundan açılan bir davanın bulunmadığı da gözetilmeden, sahtecilik suçundan açılan davanın nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağından bahisle verilen isabetsiz görevsizlik kararı esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a)Şikâyetçi ...’in sanıklardan ...’ın babası, diğer sanığın ise kardeşi olması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 167. maddesi gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
b)Sanıkların, şikayetçiye ait gayrimenkulleri farklı tarihlerde satarak menfaat temin etmiş olmaları nedeniyle TCK’nın 43. maddesinde yer alan zincirleme suç hükümleri gereğince uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
c)5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluklarının, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyları dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 19.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.