
Esas No: 2007/5588
Karar No: 2007/7045
Karar Tarihi: 18.6.2007
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/5588 Esas 2007/7045 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : AYANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2007
NUMARASI : 2005/81-38
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı,tapuda miras bırakanı adına kayıtlı . parsel sayılı taşınmazdaki evin haksız olarak davalıların kullanımında olduğunu ileri sürüp; elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, davalı E...ç.. evi davacının miras bırakan ile birlikte yaptıklarını bildirip, birleşen davayla temliken tescil istemiş, daha sonra ıslah dilekçesi ile tazminat talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.,
Karar, davacı A...T..ile davalı (karşı davacı) E..., davalı A..Ta... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Asıl dava, fuzuli işgal nedenine dayalı elatmanın önlenmesi, birleştirilen dava temliken tescil isteğine ilişkin olup; birleştirilen davanın yargılama sırasında tazminata dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır.
Mahkemece, elatmanın önlenmesine; birleştirilen davanın kısmen kabulü ile 29.980.44 -YTL.tazminatın tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Mahkemece, kayda üstünlük tanınarak taşınmazla kayden bir ilgisi bulunmayan davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın dava konusu taşınmazı işgal ettikleri belirlenmek suretiyle elatmanın önlenmesine; birleştirilen dava yönünden iyiniyetle yapılan faydalı ve zorunlu giderler bakımından toplanan delillere ve bilimsel verilere uygun olarak hesaplanan tazminata karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Bu nedenle davacının tüm, davalıların ( birleştirilen davanın davacıları) öteki temyiz itirazları yerinde değildir,reddine.
Ancak, bilindiği üzere Türk Medeni Kanununun 994.ncü maddesi uyarınca "iyiniyetli zilyet, geri vermeyi isteyen kimseden şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebilir ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabilir."Somut olayda da anılan giderler yöntemine uygun biçimde saptandığına göre, belirlenen bedel üzerinden, davalılara çekişmeli yeri geri vermekten kaçınma ve yedinde alıkoymak (hapis hakkı) tanınması zorunludur.
Davalıların (birleştirilen davanın davacıları)bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulüyle hükmün, belirtilen nedenden ötürü HUMK:"nun 428..maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.6.2007 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY YAZISI-
Dava konusu taşınmazın davacı A..T.."ın murisi A..T..a ait çaplı taşınmaz içerisinde kaldığı, davacının dayandığı tapu kaydına üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Karşı davacı (Birleştirilen davanın davacısı) E..T..taşınmaz üzerinde bulunan binayı elatma davasının davacısı A..nin eşi ve aynı zamanda murisin ve kendisininde kardeşi olan A...ile birlikte yaptığını, yarıdan fazla masrafını kendisinin karşıladığını ileri sürmüş iyiniyetli malzeme sahibi olduğundan Medeni Kanunun 724.maddesi uyarınca tescil isteğinde bulunmuş, anılan dava dosyası eldeki meni müdahale dosyası ile birleştirilmiş, karşı davacı E..T..birleşen dosyada Medeni Kanunun 724. maddesine göre ileri sürdüğü isteğini ıslah ederek Medeni Kanunun 994 maddesine göre tazminata dönüştürmüş ve bunun sonucu olarak hapis hakkı tanınmasını istemiştir.
Bilindiği gibi kural olarak tapulu taşınmazların Medeni Kanunun 706.Borçlar Kanunu 213 ve Tapu Kanununun 26.maddesine göre harici satışlar geçersizdir.Ancak taşınmazın haricen satılıp bedelinin ödenmemiş olması halinde taşınmazın bedeli satana, gayrimenkul alana teslim edilmiş, ancak akitlerden birinin sözleşmeden cayması halinde, bir başka anlatımla, taşınmazı satan tapuda ferağ vermez alanda bedeli ödemezse sözleşme geçersiz hale gelir, bunun sonucu olarak, böyle bir satışa değer verilemez.Bu durumda her iki tarafında verdiğini geri isteme hakkı doğar.Yani bir taraf yükümlülüğünü yerine getirmemiş ise diğer tarafı ifaya mecbur tutamaz.Bu bağlamda gayrimenkulün bedelini alıpta gayrimenkulü iade etmeyen tarafın gayrimenkulü iadeye zorlamayacağı gibi, intifadan da men edemez.Bu gibi hallerde para iade edilinceye kadar haricen satın alınan taşınmaz üzerinde hapis hakkının devam edeceği 10.7.1940 tarih 1939/2 1940/77 sayılı tevhidi içtihatla kabul edilmiştir.Dava konusu olayda tapulu olan taşınmazın harici satışı söz konusu değildir.Medeni Kanunun 994.maddesi hapis hakkı sağlayan bir hüküm içermemektedir.İyiniyetli zilyedin yapmış olduğu zorunlu ve faydalı masrafların tazmini ve buna bağlı olarak şeyi vermekten kaçınabileceğine yer vermektedir.Hapis hakkı ile geri vermekten kaçınma hakkının hukuksal yapıları, mahiyetleri ve doğuracağı sonuçları tamamen farklıdır.Esasen tapulu taşınmazlar üzerinde zilyetlik sözkonusu olamayacağı gibi kadastral çapa bağlı taşınmazlar üzerindeki yapılanmalarda iyiniyetten sözedilemez.Diğer taraftan taşınmaz üzerindeki yapının (binanın) karşı davacının (E.. T..)tek başına yapmadığı, sadece yapımında bir miktar katkı payı bulunduğu ve taşınmazıda uzun süre (15 yıl gibi) kira ödemeden davacı tarafın muvafakatı ile kullandığı anlaşılmaktadır.Bu durumda mahkemece katkı payından kaynaklanan bedelin hesaplanarak hapis hakkı tanınmaksızın karşı davacıya ödenmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Anılan sebeplerden ötürü kararın onanması görüşünde olduğundan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.