23. Ceza Dairesi Esas No: 2015/5962 Karar No: 2016/2692 Karar Tarihi: 10.03.2016
Mala zarar verme - hakkı olmayan yere tecavüz - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/5962 Esas 2016/2692 Karar Sayılı İlamı
23. Ceza Dairesi 2015/5962 E. , 2016/2692 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme, hakkı olmayan yere tecavüz HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hükmolunan ceza miktarlarına nazaran sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede; Sanığın dere yatağına ağaç dikmek suretiyle hakkı olmayan yere tecavüz ve katılana ait ağaçları kesmek suretiyle mala zarar verme suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda; 1- Katılan vekilinin hakkı olmayan yere tecavüz suçu yönünden temyiz isteminin incelenmesinde; Hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlediği iddia olunan sanığa yüklenen suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen şikâyetçi ...’ün kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı ve usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceğinden temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2- Katılan vekilinin mala zarar verme suçundan, sanık müdafiinin ise tüm suçlardan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerine gelince; Sanığın, dere yatağına ağaç dikmek suretiyle hakkı olmayan yere tecavüz, katılana ait ağaçları kesmek suretiyle mala zarar verme suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda; dere yatağının tapu dışı yerlerden olduğu ve niteliği gereği hazineye ait olduğu, ancak 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı yasanın 1. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 154/1. maddesinde değişiklik yapılarak kamuya ait taşınmaz mallara tecavüz eyleminin suç olmaktan çıkarıldığı gerekçesiyle verilen beraat kararı ile sanığın mala zarar verme suçu yönünden kastı bulunmadığından verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.000 TL vekâlet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine," fıkrasının eklenmesi suretiyle 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.