Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3420
Karar No: 2021/9383
Karar Tarihi: 27.5.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/3420 Esas 2021/9383 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/3420 E.  ,  2021/9383 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    ...

    Dava, Kurum işleminin iptaliyle davacıya 2011/Şubat ayından geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanarak birikmiş aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince İstinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacının 30.1.2011 tarihinde tahsis talebinde bulunduğunu, sigorta başlangıç tarihinin davalı Kurum tarafından kabul edilmemesi üzerine ... 2. İş Mahkemesi’nde 2011/380 esas sayılı dosyası ile açılan davada 01.07.1982 tarihinin müvekkilinin sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun tespitine dair verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini,kararın infaz için Kuruma verildiğinde tahsis talep tarihi sonrasında çalışması olduğu nedeniyle aylık bağlanmadığını, 02.8.2013 tarihinde ikinci talebine istinaden aylık bağlandığını, müvekkilinin ilk defa tahsis talebinde bulunduğu 2011 Ocak ayından sonraki çalışmalarının Sosyal Güvenlik Destek Primine çevrilmiş olmasına rağmen 1.2.2011-31.2.2013 tarihleri arası emekli aylıkları ödenmediğini belirterek 1.2.2011-31.8.2013 tarihleri arası birikmiş emekli aylıklarının hak ediliş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı kurum vekili, davacının davasının haksız olduğunu ve reddinin gerektiğini, davacının emeklilik için başvurduğu tarih olan 30.1.2011 tarihi itibariyle emeklilik şartlarını yerine getirmediğini, bu başvurunun reddedilmesinde Kurumun kusuru bulunmadığını, başlangıcının tespitinin ancak ileriye yönelik olarak hüküm ifade edeceğini, geriye yönelik başvurunun bu şekilde canlandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, nitekim Kurumun başvurusunu kabul ettiğini ve kendisine emekli aylığı bağlandığını, davacının ilk başvuru tarihi olan 30.1.2011 tarihi itibariyle emeklilik nitelikleri taşımadığını, Kurum işleminin mevzuata uygun olduğunu beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    1-Davacının davasının kabulü ile,
    Davacının davalı kuruma yapmış olduğu ilk müracaat tarihi olan 18/01/2011 tarihli tahsis talebini içerir dilekçeyi takip eden aybaşı olan 01/02/2011 tarihinden itibaren ödenmeyen yaşlılık aylıklarının her bir ayın hak kazanıldığı tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, karar verilmiştir
    B)BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 33.Hukuk Dairesi, “Davacının sigortalı hizmet cetveline göre tahsis talebinde bulunduğu 18.01.2011 tarihinde çalıştığı işyerinden ayrılmadığı, tahsis talebi öncesi ve sonrasında çalışmaya devam ettiği, bilirkişi tarafından işverenden ek bildirge ile SGDP kesintileri istenilmek suretiyle emekli çalışan olarak çalışma hakkının olduğu yönünde rapor verilmiş ve mahkemece bu görüşe göre kabul kararı verilmişse de bu kabulün yerinde olmadığı, davacının çalıştığı işyerinden ayrıldıktan sonra tahsis talebinde bulunması ve aylık bağlandıktan sonra yeniden işe girerek SGDP kesintisi ile çalışmaya devam etmesi mümkün olmakla birlikte aylık talebinde bulunabilmesi için çalıştığı işyerinden ayrılmasının zorunlu olduğu, dairemizce kuruma yazılan müzekkereye verilen cevapta 2011/1-2013/7 tarihleri arasındaki çalışmalarının destek primine çevrilmediği, bu haliyle mahkeme kararının yerinde olmadığı anlaşılmakla davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle
    1-Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
    2-... 19. İş Mahkemesinin 2016/130 Esas 2016/421 Esas sayılı 28.11.2016 tarihli kararının kaldırılmasına,
    3-Davanın reddine, karar verilmiştir
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, usul ve yasaya uygun olmayan bölge adliye mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    5510 sayılı Kanunun 28/8. maddesi; “(Değişik fıkra: 17/4/2008-5754/16 md.) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalının çalıştığı işten ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen sigortalının sigortalılığa esas faaliyete son verip vermeyeceğini beyan ettikten sonra yazılı istekte bulunmaları, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalıların ise istekleri üzerine yetkili makamdan emekliye sevk onayı alındıktan sonra ilişiklerinin kesilmesi şarttır.”
    Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri başlıklı Geçici 1.maddesi (Değişik: 17/4/2008-5754/68 md.) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve bu Kanunla mülga 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kabul edilir.
    Mülga 506 sayılı Kanunun 62/1. maddesi, “Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanır.”
    Yine mülga 506 sayılı Kanunun 60/h maddesi ise; “Bu maddede belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, sigortalının çalıştığı işten ayrılması ve yazılı istekte bulunması şarttır.”hükümlerini içermektedir.
    Yasal düzenlemeler doğrultusunda dava dosyası incelendiğinde,davacının 18.1.2011 tahsis talebinde bulunduğu, davacının İlk işe girişinin 1992 yılı olması dolayısıyla aylık bağlama şartlarını taşımadığından bahisle tahsis talebinin kurumca reddedildiği, davacının işten ayrılmadan çalışmaya devam ettiği, bu sırada 7.6.2011 tarihinde açtığı dava ile sigortalılık başlangıcının 1.7.1982 tarihi olduğunun tespitini istediği, ... 2.İş Mahkemesince açılan davanın kabulü ile sigortalılık başlangıcının 1.7.1982 tarihi olduğunun ve bu tarihin emeklilik hesabında dikkate alınması gerektiğinin tespitine karar verildiği, kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2012/22009 esas ve 2012/21637 karar sayılı, 29.11.2012 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği, davacının kuruma müracaat ederek kesinleşen karara göre 18.1.2011 tarihli tahsis talebine istinaden aylık bağlanmasını talep ettiği, fakat kurum tarafından aylık bağlanmaması üzerine davacı tarafından 2.8.2013 tarihinde verilen 2. talebe istinaden aylık bağlandığı, davacının ilk tahsis talebiyle 2. tahsis talebi arasında kalan süreye ilişkin birikmiş aylıkların ödenmesine ilişkin talebinin de davalı kurumca reddedildiği anlaşılmaktadır.
    Eldeki davada İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kabulüne, istinaf mahkemesi ise ilk tahsis talep tarihinde davacının çalıştığı işten ayrılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir
    Davanın yasal dayanaklarından olan mülga 506 sayılı Yasanın 62. maddesindeki “....çalıştığı işten ayrıldıktan sonra...” ibaresinin önüne gelen başka bir uyuşmazlık nedeniyle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından Anayasanın 2,10,48,49 ve 60.maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptali için Anayasa Mahkemesine itiraz yoluna başvurulmuş, Anayasa Mahkemesi 2019/104 esas, 2021/13 karar ve 14.1.2021 tarihli kararı ile “17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun mülga 62. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “....çalıştığı işten ayrıldıktan sonra...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline” karar verilmiştir.
    Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun Gerekçe ile Bağlı Olmama başlıklı 29. maddesi; “Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya aykırlığı hususunda ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmaya mecbur değildir. Anayasa Mahkemesi, taleple bağlı kalmak kaydıyla başka gerekçe ile de Anayasaya aykırılık kararı verebilir.
    Ancak, başvuru, kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya İçtüzüğün sadece belirli madde veya hükümleri aleyhinde yapılmış olup da, bu belirli Madde veya hükümlerin iptali kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya İçtüzüğün bazı hükümlerinin veya tamamının uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa, Anayasa Mahkemesi, keyfiyeti gerekçesinde belirtmek şartıyla, kanun"un, kanun hükmünde kararnamenin veya İçtüzüğün bahis konusu öteki hükümlerinin veya tümünün iptaline karar verebilir.” amir hükmü gereği 506 sayılı Kanunun 60/h bendindeki işten ayrılma koşuluna ilişkin düzenlemeyi de iptal edebilecek olmasına karşın sadece 62. maddesindeki ibarenin iptal edilmiş olması sigortalılar aleyhine olan durumun devamına imkan sağlamakta ise de, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçesinden de anlaşılacağı üzere işten ayrılma koşulunu özünde Anayasaya aykırı kabul ettiği belirgindir.
    Açıklanan nedenlerle 506 sayılı yasanın mülga 62. maddesindeki “çalıştığı işten ayrıldıktan sonra” ibaresinin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiği hususu da dikkate alınarak, yapılacak değerlendirme ile karar verilmesi gerekirker eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.5.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    ...

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi