13. Hukuk Dairesi 2016/25372 E. , 2019/4648 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı aleyhine Bireysel Kredi Sözleşmesine istinaden çekilen kredinin ödenmemesinden kaynaklı kredi borcundan dolayı ......sayılı dosyası aleyhine ilamsız takip başlattığını, borçluya usulüne uygun olarak ödeme emrinin tebliğ edildiğini davalının 08/09/2014 tarihinde faize ve borcun tamamına itiraz ettiğini, bunun akabinde de İİK. gereğinci icra takibinin durdurulduğunu, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, davalının takip konusu borcun icra dosyasında belirtilen faizi ile birlikte ödemesine ve davalının takip konusu borcun %20 sinden az olmamak üzere tazminat ödemesine ayrıca yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne........2014-3805 esas sayılı dosyasında 1.215,02 TL asıl alacak, 12,90 TL akdi faiz, 1,07 TL gider vergisi olmak üzere toplam 1.227,99 TL alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, 1.215,02 TL asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren borç ödeninceye kadar %17,004 temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde; 14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK.nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL"ye çıkarılmıştır. Anılan yasada derdest davalar yönünden ne şekilde uygulanacağı yönünde açık bir uygulama hükmü bulunmamakta ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.2.2005 gün ve esas 2005/13-32, karar 2005/85 sayılı kararı uyarınca yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay daireleri ya da Hukuk Genel Kurulunca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi durumunda temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde (17.05.2016) yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı belirtilmiştir. Davalı tarafından temyiz edilen miktar 1.227,99 TL olup, karar tarihi itibariyle 2.190,00 TL"yi geçmediğinden HUMK.nun 5219 sayılı yasa ile değiştirilen 427.maddesinin 2.fıkrası gereğince davalının temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle miktar itibariyle kesin olarak verilen karara ilişkin davalının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
3-Taraflar arasındaki Bireysel Kredi Sözleşmesi kapsamında davacı bankanın davalıya kredi kullandırdığı, 03.02.2014 tarihinde 31,32 ve 33 ncü taksitlerin ödenmesi için ihtar çekildiği borçlu tüketici tarafından 17.02.2014 tarihinde bu üç taksidin ödendiği böylelikle kredi ilişkisinin devam ettiği; davacı bankanın Beyoğlu 48 Noterliği 08/07/2014 tarih 72529 yevmiye nolu ihtarnamesi ile 3 gün içinde tüm borcun ödenmesinin talep edildiği oysaki bu ihtarın 4077 sayılı yasanın 10 maddesi ile 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 28 maddesine uygun yasal şartları taşımadığı bu nedenle muacceliyet şartının gerkçekleşmediği ancak takip tarihine kadar vadesi gelmiş taksit ödemelerini talep edebileceği mahkemece kabul edilmiştir. Ancak 31,32 ve 33 ncü taksitlerin ödenmesinden sonra 34. taksidin de vadesinden önce ödendiği görüldüğünden, ödenmeyen veya vadesinden sonra ödenen 35.36 ve 37. taksitler için ilk muacceliyet ihtarnamesine (03.02.2014) dayanarak değil, ödenmeyen taksitler tek tek belirtilerek ve 27.04.2011 sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte olan 4077 sayılı yasaya uygun olmak koşulu ile yeniden bir muacceliyet ihtarnamesi gönderilmek ve usulüne uygun tebliğ edilmek suretiyle ardından hesap kat edilerek icra takibine başlanılmasının kabulü gerektiği, hal böyle olunca bu gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, az yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın kısmen kabülüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK 438/son maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin reddine, 3. bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararındaki gerekçenin değiştirilerek hükmün ONANMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde taraflara ayrı ayrı iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......