17. Hukuk Dairesi 2015/9601 E. , 2016/6732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait ... plakalı aracın 10/03/2013 tarihinde trafik kazasına karıştığını, kazadan dolayı meydana gelen hasar nedeniyle müvekkiline ait araç için 13.000,50 TL, kazaya karışan araçlardan ... plakalı araç için ise 7.206,23 TL olmak üzere müvekkilince ödenen toplam 20.206,73 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kazaya karışan araçlardan ... plakalı aracın müvekkiline zorunlu trafik sigortası ve kasko sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, taraflar arasında düzenlenen kaza tespit raporunun geçersiz olduğunu, alkol raporu alınmamasının şüphe uyandırdığını, hasar miktarı ve hasar ile iddia edilen kazanın örtüşüp örtüşmediğinin keşfen saptanması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; kazanın belirtilen yer ve şekilde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko ve zorunlu trafik sigorta sözleşmelerine dayanılarak sigortalı tarafından davalı ... şirketi aleyhine açılan alacak istemine ilişkindir.
Davacıya ait aracın davalı şirket nezdinde kasko ve zorunlu trafik poliçesi ile sigortalı olduğu ve 10.03.2013 tarihli rizikonun poliçelerin yürürlük süresi içerisinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigorta poliçesinin teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı
kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütünü sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. (.H.G.K 10.12.1997 gün 1997/11-772-1043, H.G.K. 16.12.1998 gün 1998/11-872-905, H.G.K 22.12.2010 gün 2010/17-655-688 sayılı ilamları). Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5.maddesi ve TTK 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya baktığımızda; 10.03.2013 tarihinde trafik kazasının meydana geldiği, taraflar arasında anlaşmalı olarak kaza tespit tutanağı düzenlendiği, davalı ... şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz incelemeleri sonucu düzenlenen 11/03/2013 ve 01/04/2013 tarihli raporlarda hasar ile ilgili olumlu kanaat bildirildiği ancak sigorta şirketince alınan araştırma raporunda ve mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda ise kaza ile hasar uyumsuzluğu olduğunun bildirildiği, davacı vekilince 04.11.2014 tarihli celsede bililrkişi raporunu kabul etmedikleri bildirilerek yeniden rapor alınmasını talep ettiği görülmektedir.Ayrıca davacı tarafından tanık deliline dayanıldığı ve 05.11.2013 havale tarihli dilekçe ile tanık bildirildiği ancak mahkemece tanıkların dinlenmemiş olduğu anlaşılmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, rizikonun teminat dışı olduğunun ispatı yükünün davalı ... şirketinde olduğu da kabul edilerek ve davacı tanıkları dinlendikten, davacının rapora yapmış olduğu itirazları yönünden ek rapor veya gerekirse yeni bir rapor alınmak suretiyle itirazlar giderildikten sonra, esasa ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 1.6.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.