![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/21760
Karar No: 2022/2745
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/21760 Esas 2022/2745 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018 yılında sanık ...'ın nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından dolayı 5 yıl 15 ay hapis cezasına çarptırıldığı ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan kanun yararına bozma talebi sonucunda dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına gönderildiği ve dosyanın Yargıtay 13. Ceza Dairesinin benzer bir olaya ilişkin kararı doğrultusunda değerlendirilerek sanığın savunma hakkının kısıtlandığı ve zorunlu müdafii atanması gerektiği belirtildiği için anılan kararın kanun yararına bozulmasına gerek olmadığına hükmedildi. Kararda, Türk Ceza Kanunu'nun 142/2-h, 143, 116/1-4 ve 62. (2 kez) maddelerine yer verilmiştir.
"İçtihat Metni"
Nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/2-h, 143, 116/1-4 ve 62. (2 kez) maddeleri gereğince 5 yıl 15 ay hapis ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/04/2018 tarihli ve 2018/193 esas, 2018/346 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 04/10/2021 gün ve 7183/2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01/11/2021 gün ve 2021/124739 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 29/06/2020 tarihli ve 2020/5826 esas, 2020/6444 karar sayılı ilamında "28.06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 196/2. maddelerii uyarınca ... zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, sanık müdafiinin hazır bulunmadığı duruşmada sanığın savunması alınarak aynı Kanun'un 188/1 ve 289/1-e maddesine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş... " şeklinde belirtildiği üzere, 5237 sayılı Kanun'un 142/2-h ve 143. maddelerine temas eden hırsızlık suçundan yargılanan sanığa baro tarafından zorunlu müdafii atanmak suretiyle savunmasının tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
15/06/1949 tarihli, 1948/4 Esas - 1949/2 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararında “tevhidi içtihat kararlarına dayanılarak daha önce müstekar bir surette tatbik olunan içtihatlar dairesinde muhkem kaziye teşkil etmiş olan kararlar hakkında karar tahsisi yoluna gidilemeyeceği” şeklinde yer alan hüküm uyarınca içtihat değişikliklerinin kesinleşmiş kararlarda geriye yürümeyeceği ilkesi nedeniyle sanık ...’a zorunlu müdafii atanmaksızın yapılan yargılama sonucu verilen kararda bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle (KAYSERİ) 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 12.04.2018 tarihli ve 2018/193 Esas - 2018/346 Karar sayılı karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 21/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.