Esas No: 2021/311
Karar No: 2022/2247
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/311 Esas 2022/2247 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/311 E. , 2022/2247 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ... İnş. Ve Tic. A.Ş. aleyhine 08/03/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22/05/2018 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirket tarafından yapılan viyadük ve yol çalışması sırasında, dinamitleme ve çakıl üretme makinelerinin çıkardığı tozların, rüzgarın da etkisi ile kendisine ait zeytin ağaçlarının üzerinde biriktiğini bu suretle, ağaçların yeni filizler çıkarmasına, büyümesine, çiçek açmasına ve döllenmesine mani olarak ürün kaybının oluşmasına sebebiyet verildiğini belirterek, bu zararın davalıdan tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise, davadan önce yapılan tespit sonucunda verilen tespit raporunu kabul etmediklerini, dava konusu zarar ile şirketin çalışmaları arasında illiyet bağı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak keşif delilline dayanan davalı tarafa delil avansı yatırmak üzere iki haftalık süre verilmiş olup, davalı tarafın mahkemece tayin edilmiş kesin süre içerisinde keşif giderini yatırmadığı, hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nın 94. Maddesinin 2. ve 3. fıkralarında zikredildiği üzere "Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar." hükmüne istinaden dosyada mevcut delil, bilgi ve belgeler ışığında bir değerlendirme yapmak gerektiği belirtilerek dava konusu zeytin ağaçları ve bahçedeki ürünlerin verim kaybı ile oluştuğu iddia olunan zararın, D.S.İ. 26. Bölge Müdürlüğünce yükleniciye ihale olunan işin yapım çalışmaları sırasında ortaya çıkan tozlardan kaynaklandığı, ağaçların üzerinde biriken tozun ağaçların metabolizmasını etkilediği, zeytinlerin olgunlaşmadan döküldüğü ve bu şekilde zararın oluştuğu, bu hususun 2012/24 D. iş sayılı dosya kapsamında yapılan tespit ve bilirkişi raporu ile belirlendiği, zararın oluşmasında davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden; mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen 02/10/2014 tarihli ilk kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17/05/2017 tarih, 2017/1000 esas ve 2017/2970 karar sayılı ilamı ile; mahkemece yapılan 2012/24 D.iş sayılı tespitin, davalının yokluğunda icra edildiği, tespit sonrası düzenlenen bilirkişi raporunun ise davalı tarafından kabul edilmediği ve yargılama sırasında yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması istenildiği halde, yetersiz gerekçe ile keşif talebinin reddedilerek eksik
inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı, mahkemece mahallinde uzman bilirkişiler marifeti ile keşif yapılarak dava konusu zararın davalıya ait işletmenin çalışmalarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı ile zararın kapsamının belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine değinilerek bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma ilamına uyularak 11/01/2018 tarihli davalı vekilinin hazır olduğu celsede; keşif ve bilirkişi ücretini yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verildiği ve kesin sürenin sonuçları hatırlatılarak keşif ücreti ve masrafları yatırılmadığı takdirde keşif ve bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilerek keşif ve günü saatinin 06/04/2018 tarihine bırakıldığı, davalı vekili tarafından kesin süreye rağmen iki haftalık süre geçirildikten dört gün sonra 29/01/2018 tarihinde keşif ve bilirkişi masrafının yatırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; 11/01/2018 tarihli davalı vekilinin hazır olduğu celsede verilen keşif ve bilirkişi ücretinin yatırılmasına ilişkin ara kararın keşif günü olan 06/04/2018 tarihinden önce 29/01/2018 tarihinde yerine getirildiği, keşif ve bilirkişi ücretinin verilen iki haftalık kesin süre içinde yerine getirilmemesinin keşfin belirlenen günde yapılmasına herhangi bir engel oluşturmadığı ve yargılamanın gecikmesine neden olmadığı anlaşılmakla 11/01/2018 tarihli celsede verilen ara karar doğrultusunda keşif icra edilerek diğer bütün deliller ile birlikte değerlendirilmek suretiyle dava konusu zararın davalıya ait işletmenin çalışmalarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususu ile zararın kapsamının belirlenmesi ve bu şekilde sonuca gidilmesi gerekirken mahkemece anılan yön gözetilmeden eksik inceleme sonucu verilen usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.