19. Hukuk Dairesi 2016/8968 E. , 2018/1874 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı şirketin 29.01.2007 tarihinden 27.12.2012 tarihine kadar ... markası altında davalı şirketin bayiliğini yaptığını, bayilik sözleşmesi devam ederken davalının 2.100.000,00 TL bedelli teminat mektuplarını nakde çevirdiğini, yaklaşık 5 ay sonra da bayilik sözleşmesini 27.12.2012 tarihli ihtarname ile feshettiğini, noter tarafından çekilen fesih ihtarnamesinde davacının 2.888.661,79 TL borcu olduğunun bildirildiğini, oysa ki 2.100.000,00 TL bedelli teminat mektubunun cari hesap borcu için nakde çevrildiğini iddia ederek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere davalı şirketin tahsil ettiği teminat mektubu bedeli ile sınırlı olmak kaydı ile borçlu olunmadığının tespitine, % 20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı şirket tarafından keşide edilen ihtardan yola çıkarak söz konusu ihtarda cari hesap borcundan teminat mektubunun mahsup edilmemesini dayanak göstermek suretiyle iş bu davayı açtığını, ancak davalı şirketin ticari kayıtlarının incelenmesi neticesinde nakde çevrilen teminat mektupları bedellerinin ticari kayıtlara işlendiğinin anlaşılacağını, iş bu nakde çevrilen mektup bedellerinin davacının hangi borcundan mahsup edileceğine karar verme yetkisinin davalı şirkete ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporlarına göre davacıya ait 4 adet teminat mektubunun nakde çevrildiği, bu tutarın alınan depozito ve teminatlar hesabında davacı alacağı olarak kaydedildiği, ancak nakde çevrilen teminat mektubu bedellerinin davacının cari hesap borcundan düşülmediği, 2.100.000,00 TL’lik teminat mektubu bedellerinin davacının 2.883.920,90 TL’lik borcundan düşüldüğünde, davacının 783.920,90 TL davalıya borçlu kalacağı, taraflar arasındaki ihtilafın 2.100.000,00 TL’lik teminat mektubunun davacının muaccel hale gelmiş borçlarından mı, yoksa ileride doğacak borçlarından mı mahsup edileceği noktasında toplandığı, sözleşmenin fesih tarihinden evvel davacının muaccel hale gelmiş cari hesap borcunun bulunduğu, nakde çevrilen teminat mektubu bedellerinin muaccel hale gelmiş bu borçtan TBK’nun 102. maddesi uyarınca mahsup edilmesi gerektiği, ileride doğması muhtemel olan borçlardan mahsup edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacının davalıya 2.883.920,90 TL’lik cari hesap borcundan dolayı 2.100.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, davacı hakkında kötü niyetli takip başlatılmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdiren 1.350,00"şer TL duruşma vekalet ücretinin birinden alınarak yek diğerine verilmesine, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden taraflardan alınmasına, 05/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.