Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9388
Karar No: 2016/12646
Karar Tarihi: 18.10.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/9388 Esas 2016/12646 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/9388 E.  ,  2016/12646 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne, karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
    Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
    Eldeki davada ise, hak sahibi ...’ın babası ...’in 08.06.2008 tarihinde vefatından sonra malul çocuk sıfatıyla yaptığı ölüm aylığı talebi ve ölüm tarihinde yürürlükte bulunan hali ile 1479 sayılı Yasanın 45 ve 46. Maddeleri olup, anılan Yasanın 45. maddesinde “Ölen sigortalının 42’nci madde gereğince tespit edilecek aylığının veya 44"üncü madde gereğince tespit edilecek toptan ödeme miktarının,… Onsekiz yaşını, orta öğrenim yapması halinde yirmi yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde yirmibeş yaşını doldurmayan ve (18 yaşını doldurmayanlar hariç) bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malûl olan çocuklarla, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu
    kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık  almayan  kız  çocuklarının  her  birine % 25"i,; …Aylık veya toptan ödeme şeklinde verilir.…” hükmünü içermekte olup, anılan madde hükmünde, malul çocuklara ölüm aylığı bağlanması için yaş, başka bir geliri olmama ve benzeri herhangi bir koşul aranmaksızın, çalışamayacak durumda malul bulunma halinin aylık bağlanması için yeterli görüldüğü açıklanmış olmasına rağmen, mahkemece verilen son kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Çalışamayacak derecede malul olmanın tespiti bakımından, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 95’inci maddesi hükmü dikkate alınmalıdır. Buna göre kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde, Adli Tıp Kurumundan alınacak rapora göre karar verilmeli; Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunması halinde ise, Adli Tıp Genel Kurulundan alınacak raporla, bu çelişki giderilip, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Anılan madde kapsamında öncelikle Yüksek Sağlık Kurulundan, itiraz olması halinde, Adli Tıptan ve en son çelişki olması halinde de Adli Tıp Genel kurulundan rapor alınmak suretiyle davacının çalışamayacak düzeyde malul sayılıp sayılamayacağı ve bu halin başlangıç tarihi ile, çalışma gücünü ne oranda yitirdiği ve bu halin başlangıç tarihi tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, bu bağlamda 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın; Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması başlığını taşıyan 34. maddesinin, "Ölen sigortalının 33. madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının... b) Bu Kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan;...2) Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirip malûl olduğu anlaşılanların ... her birine % 25"i, ... Oranında aylık bağlanır." hükmü ile sigortalının ölümü tarihinde yürürlükte bulunan Yasal düzenlemelere göre, yaşları ne olursa olsun çocuklara ölüm aylığı tahsisi için var olan “çalışamayacak durumda malûl” olma şartının kaldırılarak, “çalışma gücünü en az %60 oranında yitirip malul” olma şartının getirildiği de gözetilmeli ve bu çerçevede davacının çalışamayacak durumda malûl olup olmadığına dair rapor aldırılarak, çalışamayacak durumda malul sayılması halinde, davacının 24.09.2009 tarihli tahsis talebine göre babasının vefat tarihinin de 08.06.2008 olduğu dikkate alınarak, 1479 sayılı Yasanın 43. ve 5510 sayılı Yasanın 97’nci maddesi hükmü de dikkate alınmak suretiyle infaza elverişli şekilde bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi