Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2056
Karar No: 2019/2679
Karar Tarihi: 29.04.2019

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2017/2056 Esas 2019/2679 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2017/2056 E.  ,  2019/2679 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. Madde İle Görevli)
    SUÇ : Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma/yönetme, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, yağma, mala zarar verme, tehdit, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
    HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

    I-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

    Sanıklar ..., ..., ... ve ...’un eylemlerine uyan ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nin 220/2-3. maddesinde düzenlenen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasanın 66/1-d ve 67/4. maddelerinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımı süresinin, karar tarihi olan 13.03.2009 gününden inceleme tarihine kadar dolmuş bulunması,

    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... savunmanları, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,

    II-Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında yağma suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

    Dosya içeriğine, kararın dayandığı gerekçeye ve takdire göre O Yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun ve takdire dayalı bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,

    III-Sanık ... savunmanının, sanık hakkında silahlı suç örgütüne üye olma, yağma, mala zarar verme, tehdit ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından kurulan beraat hükmünün gerekçesine yönelmeyen vekalet ücreti ile sınırlı temyiz itirazlarının incelenmesinde;

    Atılı suçlardan beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık ... yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasına “Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5.maddesi uyarınca 1.250,00 TL vekalet ücretinin Hazine"den alınarak sanık ...’e verilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

    IV-Sanık ... hakkında kurulan hükümler; sanık ... hakkında, suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma/yönetme, sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olma suçları ile sanıklar ... ve ... hakkında yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

    Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    Ancak;

    A)Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümler yönünden;


    Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp, bir suç örgütünde organik ve hiyerarşik ilişki hakimdir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt mensupları üzerinde hakimiyet teşkil eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmalıdır. Örgütün varlığı için suç işleme amacıyla etrafındaki fiili birleşme ve niteliği itibariyle devamlılık aranmalıdır. Üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olmalıdır.

    Bir suç örgütünün varlığında hiyerarşik ve komplike yapılanma içinde bulunan örgütten ayrılamama ve örgütün istediği şekilde hareket etme ve yaşama zorunluluğu tespit edilmelidir.

    Tam bir iş birliği ve eylem paylaşımı anlayışı çerçevesinde en az üç kişi tarafından kurulan ve bünyesinde hiyerarşik ilişki taşıyan süreklilik ve devamlılık gösterecek şekilde yapılanan baskı, yıldırma, sindirme ve zorlama yöntemlerini kullanarak korkutucu topluluk olarak tanımlanabilir.

    Suç örgütünün varlığının ispatı tartışmalı konudur. 220/1. maddesi suç örgütünün varlığı için aranan amaç suçlar ve elverişli vasıtaların tesbiti yönünden yargılamanın geniş yapılacağı ileri sürülebilir. Suç örgütünün hiyerarşik yapısını çözmek ise hiyerarşik yapılanmayı gösteren emir komuta zinciri ile altlık-üstlük ilişkisinin bunun yanında suç işleme ilişkisinin devamlılığının ve bu konudaki kararlılığının anlaşılması yeterlidir.

    Bir suç örgütünün varlığı için hiyerarşik yapılanmanın amaç suçları işlemede devamlılığını gösteren somut deliller örneğin emir-komuta zincirini ortaya koyan temel yapılanma buna ilişkin şüpheli sanık ve tanık beyanları ve/veya telefon, ortam dinleme kanıtları ile teknik araçlarla tespit edilen verilere ve net bulgulara ulaşılmalıdır. Yalnız yasal düzenlemeleri tekrar ve yorumu ile suç örgütü varlığı kabul edilemez.

    Ayrıca işlenen suç ve/veya suçların örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda ve/veya örgüt yönetici veya örgüt üyesi tarafından şahsi nedenle olsa bile suç örgütünün gücünden ve imkanlarından yararlanarak mı işlendiği belirlenmelidir.

    Hal böyle olunca; suç örgütü kavramının ne olduğu unsurlarının ve tespiti, önemli olduğu kadar hangi suçların suç örgütünün amacı ve faaliyeti kabul edileceği veya edilemeyeceğinin belirlenmesi gerekir.

    Suç örgütü yöneticisi bizzat veya bir başka örgüt mensubu ile müşterek fail olarak suç işlediğinde ya da bir örgüt mensubuna talimat vererek suç işlemeye azmettirerek örgüt yöneticisi olmanın sağladığı üstünlük nedeniyle azmettirici olmakla birlikte (fail) sayılıp cezalandırılması gerektiğinde örgüt yöneticisi asıl fail ve belki de azmettiren olarak ceza alacaktır.


    Örgüt yöneticisi bizzat, azmettiren olarak katılmadığında örgüt mensuplarının örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan örgüt yöneticileri ve örgüt mensupları üzerinde kurduğu hakimiyet, kontrol, talimat, hiyerarşi ve emir-komutanın bir sonucu olarak uygulanır. Bu hükümle farazi bir azmettirme düşünülmüştür. TCK"nin 220/5. maddesinin gerekçesi bu sorumluluğu açıklamaktadır. Elbette bu durumda örgüt yöneticisinin somut olayda örgüt üyesi ve işlenecek amaç suç üzerinde hakimiyet, kontrol, bilgi ve yönlendirme güç ve yetkisinin olması halinde uygulama alanı bulacaktır. Bu alanı daraltma değildir. En azından müdahale edip suçun işlenmesinin önüne geçebilecek bilgi ve etkisinin olmasının veya yönlendirebilme konusuna yeterli hakimiyeti bulunması ya da örgütün üzerinde genel bir etki gücünün ya da bölgesel de olsa (onay makamı) konumunun olması aranmalıdır. Bu da kanunun gerekçesinde açıkça vurgulanmıştır. (Suç örgütü) hiyerarşisi, devamlılığı, disiplini olan ve devlet içinde devlet olmayı hedefleyen toplumu etkileyen düzeni geniş çapta bozan suç işleyen kendine göre kurumsallaşmış karmaşık bir yapılanma ağını kapsar. Çete kavramı ise nispeten küçük, gevşek hiyerarşik yapılanma ve disiplini olan bir veya birkaç suç işlemeye niyetlenen ancak bu konuda profesyonel taktik ve yöntemler izlemeyen, aracılık yapan daha ziyade sokak yapılanması niteliği taşıyan devlet içinde devlet olmaya hareket etmeyen mahalli suçlar işleyen yapılanmalar için kullanılabilir. Çete bağımsız bir suç tipi değildir. Örgüt suçlarında bir unsur fikir alış verişinde bulunup paylaştıkları, plan ve program yapıp eylem hazırlığı yaptıkları zeminin de bu özelliği ile yerleri olmalıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 3.4.2007 gün, 2006/253, 2007/80 sayılı kararında bu husus vurgulanmaktadır.
    Bu açıklamalar ışığında; suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme suçundan hakkında mahkumiyet hükmü kurulan sanık ... ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan hakkında hükümlülük kararı verilen sanık ...’in, devamlılık içeren kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacı ile bir araya gelip aralarında sıkı veya gevşek hiyerarşik bir bağın bulunduğuna, hiyerarşik yapılanmayı gösteren emir komuta zinciri ile altlık üstlük ilişkisinin varlığına ve adı geçen sanıkların faaliyetleri ile örgütün doğmasına veya üst pozisyonda kollektif faaliyeti kısmen veya tamamen düzenleyip koordine ederek örgütüne yarar sağlama maksadıyla eylemlerini gerçekleştirdiklerine ilişkin kesin, inandırıcı kanıtlar karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, genel, soyut ve geçişli ifadelere yer verilmek suretiyle sanıklar hakkında 220/1-2. maddeleri uyarınca yazılı şekilde hüküm kurulması,
    B)Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümler yönünden;
    1-(IV-A) bendinde açıklanan bozma nedenine göre; sanıklar hakkında uygulanan TCK"nin 149. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendine ilişkin olarak yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu;
    2- Kabule göre de;
    a)Yağma suçunu, ölen sanık ... ile birlikte işyerinde gerçekleştiren sanık ... hakkında, TCK"nin 149. maddesinin 1. fıkrasının (d) ve (f) bentleri yanısıra (c) bendi ile de uygulama yapılması 149. maddesinin 1. fıkrasının (d) ve (f) bentleri yanısıra (c) bendi ile de uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b)Yakınan ...’e yönelik silahla yağma eylemini gerçekleştiren sanık ... hakkında, TCK"nin 149. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (f) bentleri ile uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden ve suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan aynı madde ve fıkranın (d) bendinin ise yasal koşullarının ne şekilde gerçekleştiği, Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanmadan, yazılı şekilde uygulama yapılması,
    c) Sanık ... yönünden;
    UYAP sisteminden alınan sanık ...’a ait nüfus kaydına göre, sanığın hüküm tarihinden sonra 06.05.2015 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, bu durum araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nin 64/1. maddesinin uygulama olanağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... savunmanları ile sanık ... ve savunmanı ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, sanık ... hakkında kurulan hükümler bakımından diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, 29/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi