Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/1389
Karar No: 2007/5669
Karar Tarihi: 03.05.2007

Çekişmeli Taşınmaz - Kazandırıcı Zamanaşımı Zilyetliği - Tapu İptali Ve Tescil - Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2007/1389 Esas 2007/5669 Karar Sayılı İlamı

 

 

20. Hukuk Dairesi 2007/1389 E., 2007/5669 K.

20. Hukuk Dairesi 2007/1389 E., 2007/5669 K.

  • ÇEKİŞMELİ TAŞINMAZ
  • KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL

 

  • 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 11 ]
  • 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 2 ]
  • 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 7 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 20 ]

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı Hazine 20.06.2002 tarihli dilekçesiyle, İzmit Yassıbağ Köyü 544 sayılı parselin tapuda davalılar adına kayıtlı olduğu, bu parselin öncesinin orman sayılan yerlerden olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceğini, davalılar adına oluşan tapu kaydının iptalini ve Hazine adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapu iptal ve tescile ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1984 yılında yapılıp, 06.11.1985 tarihinde ilan edilerek 06.11.1986 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2896 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması mevcuttur.

Yassıbağ Köyünde 1964 yılında yapılan genel kadastroda, Çökecek mevkii 544 sayılı çekişmeli parsel, 31280 m2 yüzölçümündeki tarla niteliğiyle, 651 yazım numaralı vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle dava dışı 545 sayılı parsel ile bir bütün olduğundan söz edilerek Salih Yanar adına tesbit edilmiş, 22.01.1964 ila 20.02.1964 tarihleri arasında yapılan askı ilan süresi içinde, Hazine kadastro tesbitine itiraz etmiş, Tapulama Komisyonu 31.03.1967 gün ve 5923 sayılı kararıyla "parsellerin tapulu olması ve iktisab davalarının karışık olması, komisyon işlerinin de yüklü bulunması nedeniyle uzun süre incelenmesi ile karar bağlanmasına olanak bulunamadığı" açıklandıktan sonra, tutanak ve ekleri itirazın halli için Tapulama Mahkemesine gönderilmiş, Kocaeli Tapulama Mahkemesinin, Hazinenin delillerini bildirmediğinden itiraz etmemiş sayılmasına ilişkin 24.04.1967 gün ve 1967/247-358 sayılı kararı, Hazine temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 24.01.1975 günlü kararıyla, Tapulama Tesbitine itirazda Tapulama Mahkemesinin görevli olmadığına, itirazın halli için tutanak ve eklerinin Tapulama Komisyonuna gönderilmesi gerektiğine değinerek, Tapulama Mahkemesi kararını bozmuş, Tapulama Mahkemesinin 06.03.1985 gün ve 1984/33-140 sayılı kararıyla, itiraz hakkında bir karar verilmek üzere, tutanak ve ekleri Tapulama Komisyonuna gönderilmiş, Tapulama Komisyonu da 03.11.1998 gün ve 2 sayılı kararıyla itirazı red etmiş, Komisyon kararı Hazineye 22.02.2001 tarihinde tebliğ edilmiş, bir aylık sürede dava açılmadığı için kesinleştirilerek, Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmiş ve davalılar adına tapuya tescil edilmiştir.

Kesinleşmiş orman kadastro haritası ile eski tarihli haritaların uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olmadığı gibi, orman kadastrosunda da orman sınırları dışında bırakıldığı, kısmen Batıdan ormana sınır olduğu, büyük bölümünün nadasa bırakıldığı, bir bölümünde sebze ekilmiş olduğu, % 8/10 eğimli tarım toprağı olduğu bildirilmiş, yerel bilirkişi ve tanık dinlenmemiş, Ziraat Uzmanı bilirkişi görüşüne başvurulmamış, Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kadastro tesbitinde esas alınan vergi kaydı uygulanmamış, çekişmeli taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilebilecek yerlerden olup olmadığı ve davalılar yararına bu koşulların oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılmamış,

Çekişmeli taşınmazın kadastro tesbitine esas alınan, 11380 m2 yüzölçümünde olup, D: kendi tarlası, B: İbrahim Meşesi, K: Ali, G: yol okuyan 651 yazım numaralı vergi kaydı, Abdullah veresesi Saniye, Mahmut ve Salih Yanar adlarına kayıtlıdır. Vergi kaydı genel kadastroda çekişmeli parsel ile birlikte dava dışı 545 parsel sayılı tesbiti Saniye Ateş adına kesinleşen 9410 m2 yüzölçümündeki taşınmaza da uygulanmıştır.

Devlet ormanlarının mülkiyeti Hazineye, kullanma hakkı Orman Genel Müdürlüğüne ait olup, devlet ormanlarına ilişkin sav ve savunmalar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından ayrı ayrı yapabileceği gibi birlikte de yapılabilir.

Bu nedenlerle, daha önceki keşfe katılan bilirkişiler dışında bir uzman orman mühendisi ve bir fen elemanı bilirkişi vasıtasıyla yeniden yapılacak keşifte, kadastro tesbitine esas alınan vergi kaydı yeterince yaşlı bilirkişiler vasıtasıyla uygulanarak kapsadığı alan belirlenmeli, vergi kaydının orman sınırları içinde kalan İbrahim Meşesi sınırı itibariyle değişebilir nitelikte sınır içerdiğinden, 3402 sayılı yasanın 20/C maddesi gereğince kapsamı yüzölçümüne değer verilerek saptanacağından, sabit sınır olarak kabul edilebilecek yol sınırından uygulanarak, vergi kaydının aynı zamanda dava dışı 9410 m2 yüzölçümündeki 545 sayılı parsele de uygulandığı ve bu parselin tesbitinin itirazsız kesinleştiği yüzölçümü ile geçerli kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmalı, bilirkişilere uygulamayı gösterir aşrı renkli kalemlerle işaretli müşterek rapor ve infaza olanak verir kroki düzenlettirilmeli,

Dayanılan vergi kaydının tutunanın yararına olduğu kadar, aleyhine de delil teşkil edeceği, bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parselin eski tarihli haritalarda orman olarak nitelendirilmediği bildirilmişse de, kayıt fazlasının vergi kaydı tarihinden sonra eski tarihli memleket haritasının düzenlendiği tarihe kadar çekişmeli taşınmazın batısındaki orman alanından açıldığı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 Sayılı Yasanın 7 ila 11. maddeleri gereğince yapılan ve dava tarihinden önce 06.11.1986 tarihinde kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı tarihe kadar orman sayılan yerlerden olduğu, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolmadığı (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2001 gün ve 2001/8-964-751 ve 13.03.2002 gün ve 2002/8-183-187 sayılı kararlarında da, öncesi orman sayılan yerlerden iken kesinleşmiş orman kadastrosu ile orman sınırları dışında bırakılan yerler için, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten başlayacağı kabul edilmiştir) gözetilerek, Hazinenin kayıt fazlası bölüme ilişkin davasının kabulüne ve Hazinenin istemine uyularak orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmeli,

Vergi kaydının yüzölçümü ile kapsamında kalan bölümü için, davacı Hazinenin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği iddiası bulunup, vergi kaydının ancak zilyetlikle birleşmesi halinde değer ifade edeceği gözetilerek, çekişmeli taşınmazın vergi kaydını yüzölçümüyle geçerli kapsamında kalan bölümü yönünden, davalı gerçek kişiler yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılmalı,

Bu cümleden, yeniden yapılacak keşifte, davacı Hazinenin tanıkları ile varsa davalıların varsa zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenip, zilyetliğin nasıl ve ne zaman başladığı; kaç yıl süre ile ne şekilde devam ettiği sorulup, yeterli ve kesin yanıtlar alınmalı,

Toprak bilgisine sahip tarım uzman bilirkişi görevlendirilip, taşınmazın muhtelif yerlerinden ve muhtelif derinliklerinden toprak numuneleri alınıp, incelettirilerek, tarım toprağı olup olmadığı ve tarım toprağı ise, kaç yıldır, ne şekilde kullanıldığı saptanıp; bu yolda, bilimsel verilere dayalı kapsamlı rapor düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazinenin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA 03.05.2007 günü oybirliği ila karar verildi karar verildi.
 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi