Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/21500
Karar No: 2014/2359
Karar Tarihi: 17.02.2014

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/21500 Esas 2014/2359 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2013/21500 E.  ,  2014/2359 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 19/09/2013
    NUMARASI : 2012/140-2013/611

    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının 15.10.1990-18.11.1991; 01.04.1992-15.12.1992 ve 01.04.1993-29.05.1993 tarihleri arasında 22 ay 13 gün davalı Belediyede geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Belediye tarafından davacı adına 15.10.1990; 01.04.1992; 01.04.1993 tarihli işe giriş bildirgelerinin verildiği, davacının 15.10.1990-08.01.1991 tarihleri arasında 1990 yılı Ekim, Kasım, Aralık aylarında 28 er gün olmak üzere 1990/3.döneminde toplam 84 gün hizmetinin bildirildiği, geçici işçi ücret bordrolarında 1991 yılında 14 Şubattan-14 Hazirana ve 15 Temmuzdan-15 Kasıma kadar 28 er gün çalışmasının bildirildiği, 1990 yılı 2.ve 3.dönem bordroları dışında, 1991, 1992 ve 1993 yıllarında dönem bordrolarının verilmediği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri Belediye olup bir kamu kuruluşudur. Bu nedenle, davalı işyerinde çalışmanın resmi kayıtlara dayanılması ve ücretin yazılı belge ile ödenmesi esastır. Zira davacının bir kısım çalışmaları, ücret bordrolarına yansımıştır. Bir kamu kuruluşu olan davalı Belediyede davacının çalışmasının tanık sözleri ile tespitine karar verilemeyeceği ortadadır. Davacının çalışmasının resmi kayıtlara geçmeme nedeni ve ücretin başka bir şekilde ödendiği kanıtlanamamıştır. Bu sebeple davacının dosyadaki ücret bordroları gibi yazılı belgelerde bildirildiği kadar çalıştığının kabulüne karar vermek gerekirken hükümde yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
    O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi