17. Hukuk Dairesi 2014/2223 E. , 2016/6690 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacı şirketin maliki olduğu "... Otel" için davalı şirketin çalışanı olan ... aracılığı ile ... nezdinde "Otel Paket Sigorta Sözleşmesi" imzalandığını, anlaşma üzerine davalı şirket hesabına 8.447,00 TL ödendiğini, takip eden günlerde yıldırım düşmesine bağlı otelde bir takım elektrikli cihazların hasar göstermesi üzerine dava dışı sigorta şirketine başvurulduğunu ancak sigorta şirketinin poliçe priminin hiç ödenmediğinden bahisle hasarı karşılamayacağını bildirdiğini, bu şekilde davalı tarafın sanki ..."nin acentesiymiş gibi davranarak kendi hesaplarına ödeme yapılmasını sağladıklarını, ödedikleri bedelin geri tahsili için davalı aleyhine ilamsız icra takibi yaptıklarını ancak davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı yararaına %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın müvekkil şirketin ..."nin acentesi olmadığını bildiğini, kendi çalıştıkları sigorta şirketlerinin tekliflerini beğenmeyince müvekkil şirket çalışanı ..."den yardım istediklerini, ..."in ... acentesi ... Grup sigorta yetkilisi ... ile irtibata geçtiğini, gerekli yazışmalar yapıldığını, müvekil şirket adına yatırılan paranın ... acentesi olan ... yetkilisi ..."ın çalışanı ... hesabına yatırıldığını, bu şekilde ödemenin yapıldığını, poliçenin geçerli olduğunu, davacının hakkını ..."dan araması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirket tarafından poliçe priminin dava dışı yetkili acenteye aktarıldığı savunulmuş ise de sonuç olarak sigorta peşinat priminin ödenmediği hususunun sabit olduğu ödemenin davalı şirket hesabına yapılmış olması nedeniyle davacının ödediği bedeli davalıdan talep etmeye hakkı olduğu, davalının şirketinde dava dışı ..."a rücu hakkı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına; asıl alacak miktarı olan 8.447,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 184. maddesi gereğince “Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri incelendikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir, Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” Aynı Yasanın 186.maddesi hükmüne göre "Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede; belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.”
Somut olayda; davalı vekili karar duruşması olan 19.09.2013 tarihinde aynı gün bir başka mahkemede aynı saatte duruşması olduğundan duruşmaya katılamayacağına dair mazeret dilekçesi sunmuş, duruşmanın bir başka güne talikini istemiştir. Mahkemece, davalı vekilinin mazeretinin kabul ya da red edildiğine dair bir karar verilmediği gibi HMK 184 ve 186. maddeleri de gözetilmeden yargılamanın geldiği aşama göz önüne alınarak davalı tarafın yokluğunda yargılamaya devam edilmesine karar verilerek, esas hakkında hüküm kurulmuştur. Davalı vekilinin mazeretinin kabul ya da reddine dair bir karar verilmemesi hatalı olduğu gibi, yeni duruşma günü belirtilmeden davalı tarafın yokluğunda hüküm kurulması da hatalı olmuştur. Bu durumda mahkemece, HMK 184 ve 186. madde hükümleri de gözönüne alınarak işlem yapılması gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 01/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.