Esas No: 2021/23745
Karar No: 2022/2804
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/23745 Esas 2022/2804 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, konut dokunulmazlığını bozma suçundan hüküm giydiği Gülşehir Asliye Ceza Mahkemesi kararı Yargıtay Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Ancak yapılan incelemede, sanığa yapılan tebligatın usule aykırı olduğu tespit edildi ve temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edildi. Mahkeme, diğer temyiz itirazlarının yerinde görülmediğini belirtse de eksik ceza tayini, cezanın artırılmaması, tekerrür hükümlerinin uygulanmaması nedenleriyle kararı bozdu. İlgili maddeler: Tebligat Kanunu'nun 10/2, 21/1-8, 21/2, 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2, TCK'nın 116/4, 119/1-c, 5275 sayılı Kanun'un 108/2.
"İçtihat Metni"
Konut dokunulmazlığını bozma suçundan, sanık ...'nun mahkumiyetine ilişkin Gülşehir Asliye Ceza Mahkemesi'nin 26/06/2013 tarihli 2012/201-2013/212 esas sayılı kararının, o yer Cumhuriyet savcısı ve üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 11/07/2017 gün ve 2017/3164-2017/7550 esas sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/12/2021 gün, KD- 2021/131370 sayılı itirazı üzerine 5271 sayılı Kanun'un 308. maddesi uyarınca itiraz hakkında karar verilmek üzere dosya dairemize gönderilmekle yapılan incelemede;
Dairemiz tarafından verilen 11/07/2017 gün ve 2017/3164-2017/7550 esas sayılı ilamına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 09/12/2021 günü yapılan itirazın KABULÜNE ve verilen bozma kararı KALDIRILARAK yapılan incelemede;
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin sanığın MERNİS adresine doğrudan “MERNİS adresi” ibaresi ile çıkarılan ve Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligat işleminin usule aykırı olduğu nazara alındığında sanığın 24/10/2017 tarihli temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek,sanık hakkındaki konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan Gülşehir Asliye Ceza Mahkemesinin 26/06/2013 tarihli 2012/201 ve 2013/212 esas sayılı ilamının, sanığın, o yer ve üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları kapsamında değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- TCK'nın 116/4 maddesinde öngörülen hapis cezasının alt sınırının 1 yıl olduğu gözetilmeden sanık hakkında anılan madde uyarınca 6 ay hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini,
2- Konut dokunulmazlığını bozma suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanığa konut dokunulmazlığını bozma suçundan verilen cezanın 5237 sayılı TCK'nın 119/1-c maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas alınan Bartın Asliye Ceza Mahkemesinin 19/03/2009 tarih 2008/964-2009/250 sayılı ilamından dolayı sanığın mükerrir olduğu belirtilmiş ise de, anılan ilamda hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlâli ve mala zarar verme suçları kapsamında birden fazla mahkumiyet hükmü bulunduğundan, 5275 sayılı Kanun'un 108/2.maddesi uyarınca daha ağır cezayı içeren mahkumiyet hükmünden dolayı sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas alınan Bartın Asliye Ceza Mahkemesinin 19/03/2009 tarih 2008/964-2009/250 sayılı kararında, sanık hakkında birinci kez tekerrür hükümleri uygulandığından, sanık hakkında ikinci kez tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın, o yer Cumhuriyet savcısının ve üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 22/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.