Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1885
Karar No: 2020/1658
Karar Tarihi: 08.06.2020

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/1885 Esas 2020/1658 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2018/1885 E.  ,  2020/1658 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/11/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/04/2017 günlü karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/04/2017 tarihli ve 2015/1694 Esas, 2017/491 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına, ortadan kaldırılan kararın yerine geçmek üzere davanın reddine 11/12/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, idarenin hizmet kusuru nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hükme karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili; ... Merkez ... Köyü sınırları dahilinde bulunan 241,34 hektarlık alanda Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü"nün 17/11/2003 tarih ve 90404 sayılı ruhsatı ile davacıya 39 yıllığına arama ruhsatı verildiğini, ayrıca Bakanlık ve Genel Müdürlük tarafından, aynı arama alanı içinde 99,71 hektarlık alan için ikinci grup doğaltaş ve mermer işletme ruhsatı ve 9,12 hektarlık alanda bazalt işletme izni verildiğini, alınan bu ruhsatlar ve izinler çerçevesinde müvekkilince çıkarılan madenlerin hangi güzergahtan naklinin yapılacağının da harita ve krokilerle İl Özel İdaresi ile Çevre Müdürlüğü tarafından belirlendiğini, müvekkilinin belirlenen güzergah haricinde başka bir güzergah izleme imkanı da bulunmadığını, maden sathına gidebilmek için bu yoldan başkaca bir yol bulunmadığını, alınan izinlerden sonra müvekkilinin işletme izni verilen yerden belirtilen madenlerin çıkarılabilmesi için gerekli hazırlıkları yaptığını ve alanı dokuz yıldır kullanmasına rağmen, DSİ 24. Bölge Müdürlüğü’nce Boğazköy köyünde baraj yapılması sebebiyle belirtilen yol ve maden sahasının bir bölümünün sular altında kalacağından davacının bu madeni bir daha kullanabilme imkanının bulunmadığını, bu nedenle maden sahasında bulunan konkasör tesisinin sökülmesi, nakliyesi ve başka bir yere montajının gerektiğini, ayrıca tesise çekilen elektrik ve malzemelerinin de sökülebilecek olanlarının sökülmesi ve nakliyesi ile başka bir yere tekrar montajının yapılması gerektiğini, tesisin bulunduğu yerde halen işlenmiş bulunan mıcır ile patlama ile çıkarılan ancak baraj sebebiyle işlenemeyen taşlarında bulunduğunu, bu malzemelerin de nakli gerektiğini belirterek, oluşacak zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
    Davalı vekili; müvekkili idare aleyhine açılan davanın tamamen haksız ve yersiz olduğunu, dava konusu ocak sahasının mülkiyetinin devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, ocak sınırının baraj rezervuarında kalmadığını, ruhsat sahibinin stok sahası olarak kullandığı alanın tescil harici alan olup, baraj rezervuarında kalsa dahi ruhsat sahibinin stok sahası olarak kullandığı alanı yetkisi dışında kullandığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekilince istinafa başvurulması üzerine de ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince davalı kurum tarafından davaya konu tesise fiili bir el atmanın söz konusu olmadığı bu nedenle de tazminat talep etme şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile , ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
    11/2/1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının I. bendinde açıkça belirtildiği gibi, bir kamu kurumu tarafından verilen kararlar üzerine plan ve projesine göre bir yol yapılması dolayısıyla evinin duvarı yıkılan veya bodrum katını sel basan, bir su tesisi yapılması neticesinde tarlasındaki sular çekilip ağaçları ve mahsulleri kuruyan veya tarlası ekilemez hale gelen yahut tarlasının kenarından geçen derenin kuruması yüzünden tarlası susuz kalan veya su tesisinin bozukluğu yahut bakımındaki ihmal yüzünden tarlasını sular basıp bu suların getirdiği kumlardan dolayı tarlası artık ekilemeyecek duruma düşen kimsenin uğradığı zararlar gibi zararlar idari kararın ve fiilin neticesinde meydana gelen zararlardır. Zira bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp o plan ve projeler gereğince işi görmesi de verilen kararın neticesi olan birer idari eylemdir. O halde sözü edilen kararda örnek olarak belirtilen bu eylemlerden doğan zararların ödettirilmesi istekleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi hükmünce bir tam yargı davasıdır ve bu davalara bakma görevi idari yargı yerine aittir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının DSİ 24. Bölge Müdürlüğü’nce ... köyünde baraj yapılması sebebiyle maden sahasına ulaşmak için kullandığı yol ve sahanın bir bölümünün sular altında kalacağı iddiasıyla tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Baraj yapımı idarenin plan ve proje kapsamında yürüttüğü bir faaliyeti olup davacı tarafından idarenin haksız bir fiiline dayanılmadığından, istemin idarenin hizmet kusuruna dayandığı anlaşılmaktadır.
    Şu halde; 6100 sayılı HMK’nun 115. maddesi gereği dava şartlarının mevcut olup olmadığını, yargılamanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştırması gerektiği de gözetilerek, davalı ... bakımından uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girmesi sebebiyle HMK’nun 114/b maddesi gereği yargı yolu dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esastan incelenip yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir
    SONUÇ: Temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda gösterilen sebeple HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi