1. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/3468 Karar No: 2007/6563
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/3468 Esas 2007/6563 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı Hazine, iskan dışı kalan ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bir taşınmazın tapu iptali ve tescilini istemiştir. Davalılar, hak düşürücü sürenin geçtiğini öne sürerek davanın reddedilmesini savunmuştur. Mahkeme, hak düşürücü süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak davacı Hazine'nin iddiasındaki taşınmazın kamu malı olduğu ve devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu durumlarda, hak düşürücü süresi olmadığı yargısal uygulamalarla kabul edilmiştir. Bu nedenle, hakim tarafından verilen yanılgılı kararın bozulması gerekmektedir. Kanun maddeleri olarak ise 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi öne çıkmaktadır.
Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine, dava konusu ..parsel sayılı taşınmazın iskanen tevzi dışı kalan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, kazandırıcı zaman aşımı ve zilyetlikle kazanılamayacağını ileri sürerek, tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuştur. Davalılar, kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacı Hazinenin iddialarının doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplananan delillerden; çekişme konusu .. parsel sayılı taşınmazın kadastroda davalıların miras bırakanı H.. E.. adına tespit edildiğini, buna karşın dava dışı A.. S..."ın açmış olduğu davanın reddedildiği, kararın kesinleşmesi üzerine tespit maliki adına çap kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır. Davacı Hazine, çekişme konusu taşınmazın iskan dışı olduğunu ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer niteliği taşıdığını ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Hazinenin, taşınmazın kamu malı olduğu ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer iddiası ile açmış olduğu davaların herhangi bir hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği yargısal uygulamalarla kabul edilen bir kuraldır. O halde, bu iddiaya dayalı olarak açılan davalarda 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinin uygulama yeri bulunmadığı açıktır. Hemen belirtilmelidir ki, bu iddiayla açılan dava neticesinden taşınmazın niteliğinin "kamu malı" olduğunun belirlenmesi halinde bu kuralın uygulanacağı, aksi takdirde 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesi hükmünün gözetilmesi gerekeceği de tartışmasızdır. Hal böyle olunca, işin esasına girilmesi, tarafların idda ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacı Hazinenin, bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 6.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.