Esas No: 2008/5262
Karar No: 2008/8708
Karar Tarihi: 12.06.2008
Orman Niteliğini Tam Olarak Kaybetmiş Yerler - Tapu İptali Ve Tescil - Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2008/5262 Esas 2008/8708 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2008/5262 E., 2008/8708 K.
20. Hukuk Dairesi 2008/5262 E., 2008/8708 K.
- ORMAN NİTELİĞİNİ TAM OLARAK KAYBETMİŞ YERLER
- TAPU İPTALİ VE TESCİL
- 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 2 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 94 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tapu iptali, tescil ve elatmasının önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, davalı adına tapuda kayıtlı Gülova Köyü 274 parsel sayılı zeytinlik vasıflı 12.000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kısmen yörede yapılarak kesinleşen orman kadastro çalışmasında orman sınırları içinde kaldığı iddiası ile tapu kaydının iptali, tescil ve davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın (A)=459 m2"lik bölümün tapu kaydının iptaline, bu bölümün orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, davalının bu bölüm üzerindeki elatmanın önlenmesine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Yörede 1949 yılında 3166 Sayılı Yasa gereğince yapılan orman kadastro çalışması ile daha sonra 1978, 1984 ve 2002 yıllarında yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; Orman Yönetiminin kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiası ile açtığı ve aynı gün Dairemizde incelenen bir çok dosyada uzman orman ve fenni bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda orman kadastro haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenerek çakıştırıldığını ve buna göre çekişmeli taşınmazların orman tahdit hattına göre orman sınırları içinde kalan ve kalmayan bölümlerini gösteren kroki sunmuşlardır.
Ancak, öncelikle değişik tarihlerde yapılan orman kadastro ve aplikasyon 2. madde ve 2/B madde çalışmalarına ilişkin orman tahdit evraklarının tamamının dosyalar içinde bulunmadığı ,ayrıca uzman bilirkişilerce düzenlenen krokide gösterilen orman tahdit noktalarının komşu orman tahdit noktaları ile irtibatlı olarak uygulanmadığı,sadece tek parsel olarak uygulama yapıldığı ada bazında veya yakın poligonlar ile irtibatlı olarak uygulama yapılmadığı anlaşılmakta olup raporlar bu hali ile yetersizdir.
Bu nedenle; mahkemece, ÖNCELİKLE ÇEKİŞMELİ TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YERDE DEĞİŞİK TARİHLERDE YAPILAN ORMAN KADASTROSU, APLİKASYON 2.MADDE VE 2/B MADDE UYGULAMALARINA ilişkin işe başlama ,çalışma,iş bitirme ve ilan tutanakları ile her çalışmaya ilişkin renkli orijinalinden çıkartılmış orman tahdit haritalarının ilgili yerlerden istenerek dosyaya konulması, daha sonra ise önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 Sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “
“orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.”
” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “
“Teknik İşler”
” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon, 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, temyize gelen tarafın sıfatına göre usuli kazanılmış hak da göz önüne alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin,eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre de, H.Y.U.Y."nın 94/2. maddesi gereğince davayı kabul eden davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması için aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve ilk oturumda davayı kabul etmesi gerekmektedir. Bu iki şart birlikte aranmaktadır. Olayda çekişmeli taşınmaz davalı adına tapuda kayıtlı olduğuna göre dava açılmasına sebebiyet vermiş olduğunun kabulü gerekeceğinden yargılama giderlerinin davada haklı çıkan davacı üzerinde bırakılması ve lehine hüküm kurulan taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Orman Yönetimi yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olması da doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenler ile davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 12.06.2008 günü oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.