10. Hukuk Dairesi 2016/13375 E. , 2016/12573 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği davalı .... (eski unvan ... Elektrik Tic. A.Ş.) yönünden reddine, diğer davalı yönünden ise kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece verilen ilk kararın, Dairemizin 10.12.2013 tarih, 2013/4911 Esas-2013/24026 Karar sayılı ve 30.03.2015 tarih, 2015/5252 Esas-2015/5923 Karar sayılı ilâmları ile bozulmasına karar verilmiş olup, Mahkemece bozma ilamlarına uyulmasına karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Önceki bozma ilamlarında da belirtildiği üzere, Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usûlî kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usûlî kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usûlî kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usûlî kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usûlî Müktesep Hak (Usûle İlişkin Kazanılmış Hak), Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Davacı Kurum, 11.03.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan masraflardan oluşan kurum zararının rücûan tazminini talep etmiş olup; davanın yasal dayanakları; olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5510 sayılı Kanunun 21/1, 76/4 ve 12/son maddeleridir.
Mahkemece, yapılan ilk yargılama sonucu alınan raporda, davalı ... Üretim ve Tic. A.Ş. kusursuz, davalı ...-San Haf. Nakliyat İnş. Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti. %50 kusurlu bulunmuş; ilk bozma sonrası yapılan yargılama sonucu, hükme esas alınan raporda, asıl işveren davalı ... Tic. A.Ş. %15, Çınar-San Haf. Nakliyat İnş. Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti. %25 kusurlu bulunmuş; son alınan raporda ise davalı ... Üretim ve Tic. A.Ş. kusursuz, davalı ...-San Haf. Nakliyat İnş. Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti. %50 kusurlu bulunmuştur. Uyulan bozma ilamı ile, Mahkemenin davalılar arasında asıl işveren-taşeron ilişkisi bulunduğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik bulunmaması karşısında, davalı ... Üretim ve Tic. A.Ş."nin kusursuz olduğuna yönelik kanaat bildiren kusur raporuna itibar edilerek hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
O halde yapılacak iş; ... Haf. Nakliyat İnş. Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin %50 kusurlu olduğu kabul edilerek verilen kararların, anılan davalı tarafından temyiz edilmemesi karşısında, davacı Kurum yararına oluşan usûlî kazanılmış hak durumunu gözeten, davalılar arasında 5510 sayılı Kanunun 12. maddesi kapsamında asıl işveren-taşeron ilişkisinin varlığını irdeleyen, davaya konu olayın meydana geldiği iş kolunda, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişi heyetinden kusur oran ve aidiyeti yönünden çelişkiyi gideren, kusur raporu alınmalı, buna göre gerçek zarar tavan hesabı yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddî ve hukukî esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de, HMK"nun 297. maddesine aykırı olarak karar başlığında davalı ...."nin yeni ve eski unvanının ayrı ayrı yazılması, diğer davalının unvanının ise eksik yazılması, isabetsiz bulunmuştur.
O hâlde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.