21. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/3686 Karar No: 2019/3581 Karar Tarihi: 09.05.2019
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/3686 Esas 2019/3581 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2018/3686 E. , 2019/3581 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Asıl ve birleşen davanın davacısı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminat ile tedavi giderinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki temyiz kapsam ve sebeplerine göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dava, 02/01/2006 tarihli iş kazasından kaynaklı sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, Dairemizin 2016/4906 esas ve 2016/14741 karar sayılı Bozma ilamı öncesinde 55159,97 TL maddi tazminat ile 7000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/01/2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş; Yerel Mahkemece Dairemiz Bozma İlamına uyulmuş; akabinde ise 39000,42 TL maddi tazminat ile 7000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/01/2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talepler ile birleşen davanın ise reddine karar verilmiş ve fakat Dairemiz Bozma İlamına uygun şekilde hüküm tesis edilmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/03/2002 tarih ve 1/119-135 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyulması ile Mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma yükümlüğü doğar. Bu ilke usul kanununun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtayın bozma kararına uymuş olan Mahkemenin, bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükmü tesis etme zorunluluğu vardır. Bu açıklamalar ışığında, Yerel Mahkeme her ne kadar Dairemizin Bozma ilamına uymuş ise de; maddi tazminat davası bakımından dosyada mevcut bilirkişi hesap raporunda asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya itibar edilmesi yerine, yeniden hesap raporu tanzimi sureti ile bozma ilamına uygun bir karar ihdas etmemiştir. İşaret olunan Bozma ilamına göre; mahkemenin hesap bilirkişisinden aldığı 20/02/2015 tarihli raporda asgari ücret esas alınarak tespit edilen maddi tazminat alacağının 31066,95 TL olarak belirlenmesine karşın, mahkemenin yeniden hesap raporu aldırmak sureti ile 39000,42 TL maddi tazminata hükmetmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş, davacının maddi tazminat alacağının 20/02/2015 tarihli raporda 31066,95 TL olarak belirlendiği dikkate alınarak bu miktar doğrultusunda karar vermekten ibarettir. 3-Ayrıca somut olayda, 20/11/2006 tarihinde davalı aleyhine açılan ve ıslah yolu ile neticeten talep edilen 55159,97 TL istemli maddi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verildiğinin anlaşılmasına göre; davalı şirket vekili tarafından dosyaya ibraz edilen vekaletname doğrultusunda reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 09/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.