Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, yurt dışında Türk Vatandaşlığı döneminde geçen sürelerin 3201 sayılı Yasa uyarınca ve talep tarihindeki prim tutarı üzerinden borçlanabileceğinin tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, uyulan bozma ilamı uyarınca önce davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bilahare kesinleşme öncesi verilen feragat dilekçesi üzerine de davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Yurt dışında Türk Vatandaşlığı döneminde geçen sürelerin 3201 sayılı Yasa uyarınca ve talep tarihindeki prim tutarı üzerinden borçlanabileceğinin tespiti istemine ilişkin olan davada; Mahkemece, Dairemizin uyulan 23.12.2014 tarihli bozma kararı uyarınca, 08.12.2015 günlü nihai hükümle davanın kabulüne karar verilmiş, bilahare davacı tarafından verilen 11.12.2015 günlü davadan feragat dilekçesi üzerine 14.12.2015 günlü ek karar ile feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davaya son veren taraf işlemlerinden olan feragat, 6100 sayılı HMK’nun 311/1 madde hükmü uyarınca, kesin hükmün sonuçlarını doğurduğu gibi, aynı Kanun’un 309/2.maddesi uyarınca karşı tarafın kabulüne bağlı da değildir. Kaldı ki davadan feragat, karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür. Ancak, mahkemece nihai kararla davadan el çektikten sonra, bu karar ortada durduğu müddetçe davayı yeniden ele alıp feragat nedeniyle bir karar verebilmesi de mümkün değildir. Yasada öngörülmemiş ve düzenlenmemiş bir hususta yönetmelikle getirilen düzenlemeye üstünlük de tanınamaz.

Davacı, yerel mahkemece hüküm verilmesinden sonra henüz kesinleşmeden davadan feragat ettiğine göre , böyle bir durumda yerel mahkemenin dosyayı ele alıp ek karar oluşturması ve önceki kararını değiştirmesi artık mümkün olmayıp, bu durumda dava dosyasının Yargıtay’a gönderilmesi gerekir.
Bu itibarla, davadan feragat nedeniyle mahkemece bir karar verilmesi gerektiğinden, bunun sağlanabilmesi için hükmün öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.