
Esas No: 2021/782
Karar No: 2021/5312
Karar Tarihi: 24.05.2021
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/782 Esas 2021/5312 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
...
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı ..."in istinaf başvurusunun kabulü ile bu davalı yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; kök murisi İsmail’in zilyedi olduğu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında mirasçıları olan çocukları ...,... adlarına tespit görmesi gerekirken, mirasçı ... "in çocuğu olan İsmet adına tespit gördüğünü, kök muris İsmail"in mirasçılarından ... ’nin kızı olması nedeniyle taşınmazlarda ¼ miras payına sahip olduğunu, ancak kamulaştırılan taşınmazların bedellerini davalıların aldıklarını ileri sürerek; taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedellerinden, şimdilik 1.000"er TL belirsiz alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılardan ...,... ; davaya cevap vermemiş, ön inceleme duruşmasında ise; dava konusu taşınmazların iddia edildiği gibi kök muris ..."e ait olmadığını, ayrıca kamulaştırma işlemleri yapıldığı sırada davacının bir hak talebinde bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiş, tahkikat aşamasında ise; davacının bedel talebinde bulunduğu taşınmazların babası ..."den kendisine kaldığını, amcası olan kök muris İsmail"e ait olan taşınmazlarla bir ilgisinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; kök muris İsmail"e ait olan taşınmazların, taksim yapılmamış olmasına rağmen davalılar adlarına tespit gördüğü, bu nedenlerle kamulaştırılan taşınmazlara ait
bedellerin davalılara ödendiği, davacının kamulaştırma bedellerinden miras payına düşen tutarları davalılardan talep edebileceği gerekçesiyle; davanın kabulü ile davaya konu taşınmazlar nedeniyle ödenilen kamulaştırma bedellerinin 1/4’ünün dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalılardan ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalı ... adına tespit gören taşınmazın, kök muris İsmail"e ait yerlerden olmadığı, bu nedenle davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ayrıca dava dilekçesinde açıkça her bir davalıdan ayrı ayrı 1.000 er TL talep edildiği, yargılama sırasında davacı tarafından tamamlama harcı yatırarak usulüne uygun ıslah talebinde bulunulmadığı, bu halde ilk derece mahkemesince istinafa gelmeyen diğer davalılar yönünden taleple bağlı kalınarak harçlandırılan 1.000"er TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, harçlandırılmayan ve talebi aşan bedeller üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesiyle; davalı ..."nın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 1.000’er TL’nin tahsiline karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacı tarafın davalı ..."ya yönelik temyiz itirazının reddiyle kararın onanması gerekir.
2-Davacı tarafın diğer davalılara yönelik temyiz itirazının incelenmesinde ise;
HMK"nın "İhtiyari dava arkadaşlığı" başlıklı 57 nci maddesi;
“(1) Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir:
a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması.
b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri.
c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması.” hükmünü,
Aynı Kanun"un “İhtiyari dava arkadaşlarının davadaki durumu” başlıklı 58 inci maddesi; “İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; ihtiyari dava arkadaşlarından her biri, hükmü (kendisi için) yalnız başına istinaf edebilir; istinaf mahkemesi kararını da yalnız başına temyiz edebilir. İstinaf veya temyiz süresi, her dava arkadaşı hakkında kararın ona tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Süresinde istinaf veya temyiz yoluna başvurmamış olan ihtiyari dava arkadaşları hakkında, hüküm kesinleşir.
Diğer dava arkadaşlarının istinaf veya temyiz yoluna başvurmasının sonucundan, istinaf veya temyiz yoluna başvurmamış(bu nedenle haklarında hüküm kesinleşmiş) olan ihtiyari dava arkadaşları yararlanamaz. (Prof. Dr. Baki Kuru- Medeni Usul Hukuku El Kitabı, cilt:1, sf. 963-964)
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu konusunda derece mahkemeleri arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi ilk derece mahkemesince verilen karara karşı, ihtiyari dava arkadaşları olan davalılardan sadece
... tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Buna göre, bölge adliye mahkemesince; haklarında ilk derece mahkemesince verilen hüküm kesinleşmiş olan diğer davalılar hakkında, kamu düzenine aykırılık görüldüğü gerekçesiyle yeniden esas hakkında yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın davalı ..."ya yönelen temyiz itirazının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu davalı yönünden ONANMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle HMK"nın 371inci maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın HMK"nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 24/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.