Esas No: 2008/652
Karar No: 2008/5268
Karar Tarihi: 03.04.2006
Hazine Adına Tespit - Orman Sınırı - Sınırlama Dışı Kalmış Orman - Tescil - Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2008/652 Esas 2008/5268 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2008/652 E., 2008/5268 K.
20. Hukuk Dairesi 2008/652 E., 2008/5268 K.
- HAZİNE ADINA TESPİT
- ORMAN SINIRI
- SINIRLAMA DIŞI KALMIŞ ORMAN
- TESCİL
- 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 7 ]
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ]
- 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 17 ]
- 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 18 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Dairenin 01.04.2004 gün ve 2003/11334-3120 sayılı bozma kararında özetle; “
“Aynı gün temyiz incelemesi yapılan, mahkemenin bir çok dosyasında gerçek kişilerin Ekincik Köyü Ova, Kayadibi, Köyiçi, Çeşme yanı, Dikmenboynu gibi mevkiilerde biribirinin bitişiğinde ya da yakınında bulunan taşınmazlarının Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescili istemiyle dava açtıkları, 2002/98, 109, 436, 114, 100, 118, 435, 105, 115, 102, 119, 103, 117, 108, 154, 104, 106, 101, 116, 113 sayılı dosyalarda, davaların kısmen ya da tamamen kabulüne ilişkin kararları bozulduğu, 2002/435 ve 436 sayılı dosyalarda mahkemenin verdiği direnme kararlarının, Hukuk Genel Kurulunca, Daire bozma kararındaki gerekçe kabul edilerek bozulduğu, mahkemece bozma kararlarına uyulduğu halde gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, Mahkemenin 2002/173 sayılı dava dosyası içinde bulunan Köyceğiz Asliye Hukuk mahkemesinin 1981/532 Esas ve 1982/303 Karar sayılı dosyasında, Cemil mirasçıları Halet Menteşoğlu ve arkadaşlarının, Köyceğiz Karyesinde bulunun Mart 1333 tarih 25, 34, 61,35, 53, 51, 52 ve 57 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kalan yerlerinin, Orman Yönetimince devletleştirildiği, devletleştirme bedelinin faiziyle birlikte tahsili iddiasıyla açtıkları davada tapu kayıtlarının kapsamı ve devletleştirme bedeli hesaplanarak davanın kabul edildiği ve kararın Yargıtay denetiminden de geçip kesinleştiği, yine Köyceğiz Tapulama Mahkemesinin 5, 6 ve 39 parsellere ilişkin dosyalarında bu parsellerin, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle gerçek kişiler adına yapılan tesbitine karşı, Davacılar Mehmet Menteşoğlu ve müştereklerinin, taşınmazların murisleri Ahmet Asım adına kayıtlı 1295 tarih 25, 27, 28, 30, 31 ve Haziran 1337 tarih 39 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı adlarına tescili iddiasıyla açtıkları davaların, davacıların tutunduğu değişebilir nitelikte sınır içeren T.Evvel 1295 tarih 30 sıra numaralı tapu kaydının kapsamı Ekincik ovasının doğu bölümü olarak belirlenip, taşınmazların bu tapu kaydının kapsamı dışında bulunduğu kabul edilerek davaların reddine karar verildiği, kararların Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği halde, Mehmet Menteşoğlu ve müştereklerinin tutunduğu tapu kayıtlarının devletleştirmeye konu olup olmadığı, dava konusu taşınmazların bulunduğu Ekincik Ovasında devletleştirilen orman alanlarının bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların mahkeme kararı ya da yasalar uyarınca Hazineye geçen yerlerden olup olmadığı konularında yeterli araştırma yapılmadığı, 1993 yılında yapılan aplikasyon sırasında orman kadastrosuna itiraz davalarına ilişkin kesinleşen mahkeme kararlarının uygulandığı ve 1942 yılında yapılan orman kadastrosu ile belirlenen orman sınırlarının daraltıldığından söz edildiği halde, orman sınırlarının daraltılmasına ilişkin mahkeme kararları ve orman sınır noktalarının tesisine ilişkin tutanak ve haritaların getirtilmediği, bilirkişi uygulamalarının bu yönden denetlenmediği, Kesinleşmiş orman sınırlamasının bulunduğu yerlerde, bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve hukuki durumu kesinleşmiş orman kadastro haritasının uygulanması suretiyle belirleneceği, ancak, 3116 Sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları sınırlandırıldığından, bu haritanın uygulanması ile taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenemeyeceği, çekişmeli taşınmazın 4785 Sayılı Yasa hükümlerine göre öncesi devletleşen orman alanlarında kalması ve 1993 yılındaki orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakılması halinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin 1993 yılından sonra başlayacağı, aynı nitelikte dava dosyalarında biribirine yakın ya da bitişik olan taşınmazlar hakkında bir çok dava açıldığı halde, aynı yere ilişkin birden fazla dava açılıp açılmadığı ve tesciline karar verilen taşınmazların bir birine tecavüz edip etmediğinin de düzenlenen bilirkişi raporlarından anlaşılamadığı, bu nedenle, mahkemece dosyadaki eksik kayıt ve belgelerin getirtilmesi, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte: 1942 ve 1993 yıllarında yapılıp kesinleşmiş tahdit haritaları, orman sınırlarının iptaline veya genişletilmesine ilişkin mahkeme kararları, kararların dayanağı kroki ve haritalar, kamulaştırma 4785 Sayılı Yasa ile gerçekleşen devletleştirme dışında farklı bir devletleştirme var ise buna ilişkin karar ve haritalar, 1953, 1977 ve 1993 yıllarındaki arazi kadastrosunda düzenlenen tapulama ve kadastro paftaları, 1/25000 ölçekli en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları, ölçekleri denkleştirilmek ve 1/2000 ölçeğe dönüştürülmek suretiyle sağlıklı bir biçimde, ayrı ayrı ve sonra bir bütün olarak, Ekincik ovasında aynı şekilde dava konusu olan tüm taşınmazlara uygulanması, taşınmazların memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarında ne şekilde nitelendirildiğinin, orman tahdit hatlarına göre konumlarının saptanması, tutanaklardaki ve kararlardaki orman sınır noktalarının arazide bir bir bulunup ölçülerek yöntemince uygulanması, bulunamayan orman sınır noktalarının, bulunan orman sınır noktalarından hareketle tutanak ve kararlardaki açı ve mesafeler dikkate alınarak, yönetmelik ve teknik izahnamede belirlenen yöntem ile bulunup zeminde işaretlenmesi, orman sınır noktaları kayıp olmuş ise bunun nedenlerinin belirlenmesi, aynı nitelikteki davalara konu edilen taşınmazların hepsinin, eski tarihli harita ve belgelerdeki konumunu gösteren, 1942 ve 1993 yıllarında belirlenen Orman sınır hatları, mahkeme kararlarının ekleri ve idari kararların ekleri haritalar, 1953 arazi kadastro paftası, 1977 tamamlama kadastrosu ve 1993 yılında 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlarda yapılan arazi kadastrosuna ilişkin pafta ile irtibatlı krokisinin düzenlettirilmesi, uygulama ve araştırma sonunda, Çekişmeli taşınmazlardan kısmen veya tamamen 1942 tahdit haritasının ya da 1993 yılında 3302 Sayılı Yasa uygulaması sonucu düzenlenen orman haritasının sınırları içine alındığı veya 2/B madde uygulamasına konu edildiği saptananlar ile, 1942 orman sınırları dışında olmakla birlikte, en eski tarihli belgelerde orman olarak nitelendirilenler hakkındaki davaların reddine karar verilmesi, çekişmeli taşınmazlardan orman sınırları dışında kalıp, devletleştirme veya kamulaştırmaya da konu olmamış ve memleket haritası, amenajman ve hava fotoğraflarının uygulanması sonucu da orman olarak nitelendirilmeyen yerde kalanlar varsa onların zilyetlikle edinilmeye elverişli nitelikte bulunup bulunmadığı yönü ile zilyetliğin süre ve biçiminin araştırılması, taşınmazların 1953 yılı arazi kadastrosunda pafta üzerine Devlet çam ormanı yazılarak tapulama dışı bırakıldığı göz önünde bulundurularak, tapulama dışı bırakıldığı tarih, orman tahditi yapılmış olan yerlerde ise imar ihya olgusu üzerinde durularak, imar ihyanın ne zaman başladığı, ne şekilde yapıldığı, ne zaman bitirildiği, zilyetliğin başladığı tarih ve zilyetlik süresi, zilyetliğin şekli ve ekonomik amacına uygun olup olmadığının, tarafların göstereceği yine yeterince yaşlı tanıklardan sorulması, ziraat uzmanı bilirkişilere teknik verileri içeren rapor düzenlettirilmesi”
” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyuldukta sonra, davanın KABULÜNE, Ekincik köyü Baklalık mevkiinde bulunan ve Fen Bilirkişi Emin Mardan, Semih Göçmez ve Ali Rıza Köseoğlu tarafından düzenlenen 04.05.2006 tarihli krokili raporda (A) ile gösterilen 1302.40 m2 yüzölçümündeki bölümün davacı Ekrem Korkmaz adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı yönetimler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. Maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 11 Numaralı Orman Tahdit Komisyonunca 1942 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 1993 yılında 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp 10.11.1993 tarihinde ilan edilerek 11.05.1994 tarihinde kesinleşen, aplikasyon ile 2/B madde uygulaması vardır. 1980 yılında 1744 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı yasanın 2. madde uygulaması bitirilememiştir.
Genel arazi kadastrosu 1953 yılında yapılıp kesinleşmiş, çekişmeli taşınmaz orman alanında kaldığı, Devlet çam ormanında olduğu paftasında işaretlenerek, tapulama dışı bırakılmıştır.
Bozmaya uyularak, kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritaları ile eski tarihli memleket haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve kesif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve 1993 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon sınırları dışında bırakıldığı, memleket haritalarında orman olarak nitelendirilmediği, hava fotoğraflarında açık alan olarak görüldüğü, üzerinde yaşlı zeytin ağaçlarının bulunduğu, eğimin %5-8 olduğu, sonuç olarak orman sayılan yerlerden olmadığı bildirilmiş, mahkemece de, bu rapora değer verilerek davanın kabulüne karar verilmiş se de, üzerinde yaşlı zeytin ağaçları bulunan bir yerin özellikle hava fotoğraflarında açık alan olarak görülemeyeceği düşünülmemiş, bu yönde doğan çelişkiler giderilmemiştir. Ancak, çekişmeli taşınmaza sınır olan dava dışı 41 sayılı kadastro parselinin yeri esas alındığında, çekişmeli taşınmazın memleket haritasında yerinin yanlış gösterildiği, anlaşılmaktadır. Aşağıda izah edileceği gibi, bozma nedenine göre bu eksikliğin giderilmesi sonuca etkili görülmemiştir.
Kural olarak orman kadastrosunun kesinleştiği hallerde, bir yerin orman sayılıp sayılmadığı, kesinleşmiş orman kadastrosuna ilişkin tutanak ve haritalarının uygulanması suretiyle belirlenir. Ancak, 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu ile sadece devlet ormanları sınırlandırıldığından, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1942 yılında yapılan bu çalışmaya ilişkin tutanak ve haritalar, çekişmeli taşınmazın 4785 sayılı yasa hükümlerine göre devletleştirilen yerlerden olup olmadığını belirlemede yetersiz kalır. Her ne kadar yetersiz uygulama sonucu çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı bildirilmişse de, çekişmeli taşınmazın genel arazi kadastrosu sırasında paftasına Devlet Çam Ormanı nitelemesiyle tesbit harici bırakıldığı anlaşılmakla, çekişmeli taşınmazın devletleştirilen ormanı alanı sayılan bir yer olduğunun kabulü gerekir. Devlet ormanı olduğu halde 1993 yılında orman sınırları dışında bırakılan bir taşınmazın, herhangi bir nedenle sınırlama dışı kalmış orman olması nedeniyle 18.11.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4999 sayılı yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7 ve devamı maddeleri gereğince yapılacak yeni bir çalışmayla orman olarak sınırlandırılması olanağı bulunduğu gibi, aslında orman sayılan yerlerden olmasına rağmen orman sınırları dışında bırakılan bir yer kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da kazanılamaz.
Çekişmeli taşınmazın Devlet Çam Ormanı olarak tesbit dışında bırakılması nedeniyle, 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince "herhangi bir nedenle sınırlama dışı kalmış orman" olması nedeniyle yeniden orman olarak sınırlandırma işlemine tabi tutulabilir.
O halde; 1953 yılında yapılan genel kadastroda düzenlenen paftasında “
“Devlet Çam Ormanı”
” olduğu işaretlenmek suretiyle tapulama dışı bırakıldığından, Hukuk Genel Kurulunun 13.03.2002 gün ve 2002/8-183-187, 12.05.2004 gün ve 2004/8-242-292 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, Devlet Ormanı olduğu ve 3402 Sayılı Yasanın 17/1 ve 18/2 maddeleri gereğince zilyetlikle kazanılmayacağının kabulü zorunludur.
Açıklanan hususlar gözetilerek davanın reddi gerekirken, kabulü yolunda karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 03/04/2006 günü oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.