Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.06.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 10.10.1984 tarihli tapu tahsis belgesine istinaden 184 ada 7 parsel sayılı taşınmazda 200 m² yer tahsis edildiğini, ıslah imar planının yapıldığını ve taşınmazın 863 ada 6 parsel numarasını aldığını, dava konusu taşınmazın müvekkiline verilmesi gerekirken davalı M. şirketine ihale ile satıldığını ve taşınmazda bulunan gecekondusunun davalı tarafından kısmen yıkıldığını iddia ederek tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde müvekkilinin uğradığı toplam zararın tahsilini istemiştir. Davalı B.. B.., taşınmazın diğer davalıya satılması nedeniyle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı M.Isıtma İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi vekili, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, dava konusu taşınmazda davacının tapu tahsis belgesinden doğan şahsi hakkını gösteren bir kayıt ve şerh bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazın uygulama imar planında ticaret alanı ve yolda kaldığı, konut alanında kalmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili, ikinci kademedeki tazminat istekleri hakkında hüküm kurulmadığını belirterek temyiz etmiştir. Dava; tapu tahsis belgesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat isteğine ilişkindir. Davacı vekili, tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul görmemesi halinde uğradığı toplam zararın tespitinin yapılarak tahsiline karar verilmesini istemiştir. Hukukumuzda kademeli dava açılması mümkündür. Bu tür davalarda istek kalemlerinden birisi yerinde bulunmazsa ikinci kademedeki istemin incelenerek değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece tescil isteği reddedilmiş ise de, tazminat istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.