Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakana ait 3.7.1961 tarih .. sıra noda tapuya kayıtlı taşınmaza davalının ağaç dikmek ve duvar örmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, çekişmeli yerin kendi tapulu taşınmazı olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının tapu kaydının kıran olarak okunan doğu sınırının gayri sabit olduğunu ve miktarından çok fazla alanı kapsadığı, plan ve krokiye de dayanmadığından miktarı ile geçerli olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ... ... raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının dayanmış olduğu 3.7.1961 tarih 12 sıra nolu tapu kaydı, dava dışı kişiler arasında görülen mahkemenin 2001/74 Esas – 2003/162 Karar sayılı dava dosyasında uygulanmış, o davada tapunun kapsamı belirlenmiştir. Her ne kadar bu belirleme eldeki davada taraflar yönünden kesin hüküm oluşturmaz ise de güçlü bir delil olarak göz önünde bulundurulabileceği kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere,harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi,gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip,doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması,doğru esasa dayanmıyorsa,ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi,ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi,böylece yanların dayandığı,usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan,dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi;gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması,komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludurHal böyle olunca, yerinde yeniden yapılacak keşifte yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma ve uygulama yapılması, uygulamada yine yukarıda sözü edilen ve güçlü delil niteliği taşıyan dava dosyanında gözününde bulundurulması toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.