14. Hukuk Dairesi 2014/1018 E. , 2014/5837 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2012/339-2013/483
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.07.2012 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 31.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 06.05.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. N.. D.. ile karşı taraftan davalı vekili Av. Ü.. B.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Dava; inanç sözleşmesine dayalı olarak dava konusu 320 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 1/2’sinin iptali ile davacı adına tescili, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılama, toplanan deliller, dosya içeriğine göre ve özellikle davacının yazılı bir belge ya da delil başlangıcı mahiyetinde bir belgeye dayanmamasına, davacının tescil istemi yönünden davalı tarafa yemin de teklif etmemesine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacının ikinci kademedeki yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince istirdatı istemine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı dava konusu taşınmazın alımına ilişkin konut kredi taksitlerinin bir kısmının kendisi tarafından ödendiğine ilişkin dekontlar, taşınmazın önceki malikine yapılan peşinat ödemesine ilişkin bloke çek ile emlak hizmet bedeli olarak yaptığını belirttiği ödemeye ilişkin olarak sunduğu belgelere dayanarak ayrıca taşınmazda yaptığını iddia ettiği faydalı ve zorunlu masraflar nedeniyle tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı taraf ise sadece bir kısım konut kredi taksitlerinin davacı tarafça ödendiğini kabul etmiş, ne var ki bu durumun davalı lehine bağışlama olduğunu savunmuştur.
Gerekçeli kararda, taşınmazın satın alındığı dönemde tarafların birlikte yaşaması nedeniyle davalı tarafın savunmasına itibar edilerek kredi taksitleri ödemelerinin bağışlama saiki ile yapıldığı, faydalı ve zorunlu masraflara yönelik istemin de koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, davalı tarafın kabul etmediği diğer bir kısım ödemeler yönünden ise herhangi bir gerekçe gösterilmeden istemin reddine karar verildiği görülmüştür.
Bağışlama aktinin kurulması ile ifası aynı zamanda oluştuğu hallerde “elden bağışlama” aktinden söz edilir. Türk Borçlar Kanununun 289. maddesine göre elden bağışlama, bağışlayanın bir taşınırını bağışlanana teslim etmesiyle kurulmuş olur.
Davacının konut kredisinin birbirini izleyen kredi taksit dönemlerindeki ödemelerin yarısının davacı tarafça yapıldığı davalı tarafın da kabulünde olup bu ödemelerin davacı tarafından bağışlama saiki ile yapıldığının kabulü hatalı değerlendirmeye dayalıdır. Dava dışı bankaya davacının her kredi taksit ödemesinde taraflar arasında elden bağışlama iradesinin varlığının kabulü hayatın olağan akışına da aykırıdır.
Ayrıca davacının yaptığı diğer ödemelere ilişkin tazminat kalemlerinin davalının satın aldığı taşınmaz için yapılıp yapılmadığı üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2). bent uyarınca kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 06.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.