Taraflar arasında görülen dava ve birleştirilen davada;
Davacılar, ortak miras bırakan babaları İsmail adına kayıtlı .. ada ..ila ...ada .. ve ... sayılı parsellerin davalı kardeşleri E...."e bağış yoluyla temlikinde kullanılan vekaletnamede bağış yetkesi bulunmadığını, ayrıca resmi senetlerdeki anneleri Vasfiyenin imzalarının da gerçek olmadığını ileri sürerek, mirasçıların payları oranında iptal-tescilini istemişlerdir.
Davalı E.., davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin mahkeme kararı Dairece, davacı B...in kendisine asaleten sözleşmeye katılması nedeniyle açtığı davanın reddinin doğru olduğunu, ancak davacı G..ün paylarının temlikinde kullanılan vekaletnamede vekile bağış yetkisi verilmediğinden tescilin yolsuz bulunduğu, G... yönünden davanın kabulü gerektiği belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davacı G..ün paylarının devredildiği taşınmazlar bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacılar ve davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakim... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği dava değiri yönünden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, özellikle temyiz aşamasında eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen çap kayıtlarından, mahkemenin kabul kararı kapsamındaki 54 ila 60 sayılı parsellerin yargılama sürerken 22.8.2005 tarihinde dava dışı kişilere satılarak temlik edildiği görülmektedir.
Bilindiği üzere, sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde, dava açıldıktan sonra da dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, HUMK.nun l86.maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.
Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre,mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı,sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
Hal böyle olunca, yargılama sırasında dava dışı kişilere devredilen taşınmazlar bakımından, yukarıda değinilen ilke doğrultusunda seçim hakkını kullanmaları için davacılara imkan tanınması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.