Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15296
Karar No: 2016/12519
Karar Tarihi: 17.10.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/15296 Esas 2016/12519 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/15296 E.  ,  2016/12519 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, 25/12/1984 tarihinde meydana gelen iş kazasına uğrayan sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan diğer sosyal sigorta yardımlarından oluşan kurum zararının davalı işverenden rücuan tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde bozmaya uyarak hüküm tesis edilmiştir.
    Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. Maddesidir.
    506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesindeki “...sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün, Anayasa Mahkemesince 23.11.2006 tarih ve 2003/10 Esas 2006/106 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağı yönünden, ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekir.
    Kurumun, sigortalı veya haksahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda; Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
    506 sayılı Yasa"nın 9. maddesi - (25.08.1999 - 4447 / 12 md. ile yapılan değişiklikten önceki hali) (17/07/1964 tarih ve 506 sayılı Kanunun hükmüdür. "  İşveren, çalıştırdığı sigortalıları, örneği Kurumca hazırlanacak bildirgelerle en geç bir ay içinde Kuruma bildirmeye mecburdur."" düzenlemesini öngörmektedir.Anılan Yasanın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir. Yani, davalı işverenin 506 sayılı Yasanın 10. maddesine göre rücû alacağından sorumluluğu için; işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından itibaren 1 ay içinde verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
    İşverene ait işyerinin hangi tarih itibarıyla 506 sayılı Yasa kapsamına alınması gerektiği belirlenmeli, varsa işverence sigortalı hakkında verilen işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal tarihi belirlenmeli, sigortalının işverene ait işyerinde işe başladığı tarih açık ve net biçimde saptanmalı ve özellikle sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal ettiği tarih ile iş kazası aynı tarihe rastlıyor ise, işe giriş bildirgesinin daha önce verildiğinin ispat yükünün işverene ait olacağı ve iş kazası 1 aylık süre içinde meydana gelmişse 10. maddenin uygulanamayacağı gözetilmelidir.
    Öte yandan, Mahkemece, 9. ve 10. madde şartlarının gerçekleştiği kanaatine varıldığı takdirde, 506 sayılı Yasanın 10. maddesine dayalı tazmin sorumluluğunun sınırlarının belirlenmesi konusuna çözüm getiren, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 15.03.1995 T., 1994/800 E., 1995/166 K. sayılı ilamında “...Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, hak sahiplerinin işverenden isteyebileceği tazminat (tavan) miktarını önce kusur durumunu hiç gözetmeksizin belirlemek ve belirlenen tazminat miktarını geçmemek üzere davalının olaydaki kusursuzluğu dikkate alınarak Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddeleri uygulanarak varılacak sonuç uyarınca rücu alacağına hükmetme...” gereği öngörülmüş olup; işverenin sorumluluk sınırlarının belirlenmesinde, kendisinin kusurlu olup olmaması etkili bulunmakta, işverenin kusursuz bulunduğu durumlarda, ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı olarak ortaya çıkan tazminat tavanından, Borçlar Kanunu"nun 43 ve 44. maddeleri uyarınca, en az % 50 oranında indirim yapılarak, işverenin sorumlu olduğu tazminat tutarının belirlenmesi gerekmektedir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, 506 sayılı Yasanın 9. ve 10. maddeleri yönünden bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiş, sigorta müfettişi tarafından düzenlenen raporda sigortalının 1983 yılı ortalarında davalı işyerinde çalışmaya başladığına dair beyanı bulunduğu, sigortalının müfettişe beyan ettiği tarihte işe başlamadığını yada 01/12/1984 tarihinde işe başladığının ispat
    külfetinin davalı işverene ait olduğunun belirtildiği davalı işverenin işe giriş bildirgesini kaza tarihinden sonra ibraz ettiğini, 506 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca iş kazası bildirimi yapmadığından ve 01/12/1984 tarihli bildirgeye dayalı bordro tanzim edilerek prim ödemesi yapmadığından müfettiş raporundaki kazalının beyanına dayalı olarak çalışmasının 1983 yılında başladığının kabulünün gerekeceği yönünde kanaat belirten bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesis edilmesi isabetsizdir. Kazalının fiilen işe giriş tarihi tespit edilmek suretiyle 506 sayılı Yasanın 9. ve 10. madde şartlarının davaya konu olayda gerçekleşip gerçekleşmediği hususları araştırılmaksızın, başka bir deyişle 506 sayılı Yasanın 9. ve 10. maddeleri kapsamında, işverenin sorumluluğu net olarak belirlenmeksizin karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, taraflar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi