14. Hukuk Dairesi 2014/2224 E. , 2014/5818 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2013
NUMARASI : 2013/166-2013/386
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.04.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine ve tahsis dışında kalan kısım için de satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması,
İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı, tapu tahsis belgesi ile H.. H.. adına kayıtlı 460 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 399 m2"sinin adına tahsis edildiğini, tahsis dışında kalan kısmı da bedelini ödeyerek H.. H..den satın aldığını belirterek, tapu kaydının iptali ve adına tescili talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davacının dayandığı tapu tahsis belgesi ve işlem dosyası getirtilerek mahallinde keşif yapılmalı, uzman bilirkişiler aracılığı ile zemine uygulanmalı, davacıya tahsis edilen yerin hangi parselde kaldığı saptanmalı, bu saptamadan sonra yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi hakkında, davacının diğer istemi olan satın alma iddiası yönünden ise ileri sürülen deliller doğrultusunda bir karar verilmelidir.
Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın yatırana iadesine 06.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.