16. Hukuk Dairesi 2014/21350 E. , 2015/10858 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ORTACA SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/09/2013
NUMARASI : 2011/58-2013/354
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi uyarınca 879 nolu parsel maliklerinden H.. Y.. vekilinin talebi üzerine yapılan düzeltme işlemi sırasında D. Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda H.. I.. adına kayıtlı olan 880 parsel sayılı 17.088,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 16.552,99 metrekare, 879 nolu parselin ifrazı sonucu oluşan 4342 parsel sayılı 5250.14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 5.785,29 metrekare olarak tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı H.. I.., düzeltme işlemi sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin tapuda Erdal adına kayıtlı 4342 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak Kadastro Müdürlüğü aleyhine dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı H.. I.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece Kadastro Müdürlüğünce Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminde bir hata bulunmadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki, davacı dava dilekçesinde her ne kadar, 879 parsele yönelik olarak dava açmış ise de anılan parselin dava tarihi olan 14.2.2011 tarihinden önce 16.6.2006 tarihinde ifraz edilerek 4342, 4343 ve 4344 parsellere ifraz edildiği dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Dosya arasında bulunan pafta örneği ve 41. madde uyarınca yapılan düzeltme işlemine ait teknik hatalar düzeltme formu da dikkate alındığında uyuşmazlığın davacıya ait 880 parsel ile 879 parselden ifrazen ayrılan 4342 parsel sayılı taşınmazın ortak sınırının belirlenmesi noktasında toplandığı ve 4342 sayılı parselin ise tapuda Erdal adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. 4342 parsel sayılı taşınmazın maliki Erdal olduğu halde yöntemince davaya dahil edilmemiş, dava hakkında savunma ve delillerinin sorulmamış, taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiş olması doğru değildir. Yine keşif sonucu düzenlenen fen bilirkişi raporunda dava konusu parsellerin ortak sınırı olarak kadim su arkından bahsedildiği halde, bu sınır raporda işaretlenmemiştir. Hal böyle olunca; 4342 parsel sayılı taşınmaz maliki Erdal Özhan yöntemince davaya dahil edildikten sonra iddia ve delilleri sorulup saptanmalı, fen bilirkişi raporu ve mahkeme gerekçesinde atıf yapılan 5.10.2010 tarih ve 2010/191 Esas, 2010/352 Karar sayılı dava dosyası dosya arasına alındıktan ve ilk tesis kadastrosuna ait ölçü krokisi ve hesap çizelgesi, denetime veri teşkil edecek ortofoto, ilk tesis kadastrosunun yapıldığı tarihlere en yakın tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, tesis kadastrosu paftası, varsa kadastrodan sonra 879 parselin ifrazına ilişkin haritalar getirtilmeli bu şekilde dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişi, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır olarak belirtilen su arkının yeri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, fen bilirkişisinden düzeltme işlemine esas teşkil eden bilgi ve belgeler, otrofoto, hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve memleket haritaları ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak düzeltme işleminin denetlemesi istenmelidir. Alınacak fen bilirkişi raporunda, ilk tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların yüzölçümleri ya da sınırları itibariyle zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, 879 parselin ifrazı sonucu düzenlenen ifraz haritalarında hata bulunup bulunmadığı, düzeltme işlemi sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, düzeltme işlemi sırasında hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar bilimsel yöntemlerle ve denetime elverişli olacak şekilde açıklanmalı, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılara yer verilmelidir. Ayrıca fen bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazı, komşu parselleri ile birlikte konumunu gösterecek şekilde ilk tesis ve düzeltme işlemi sonucu oluşan haritaların hava fotoğrafı, uydu fotoğrafı ve ortofoto üzerinde çakıştıran denetime elverişli harita düzenlenmesi istenmelidir. İfraz haritalarının teknik hata içermediğinin anlaşılması halinde taşınmazların sınırlarını değiştirecek şekilde düzeltme kararı verilemeyeceği de göz önünde bulundurularak toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönlerden bir araştırma yapılmaksızın eksik incelemeyle karar verilmesi isabetsiz olup, davacı H.. I.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.