Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9885
Karar No: 2014/1686

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/9885 Esas 2014/1686 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/9885 E.  ,  2014/1686 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve arkadaşları vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında Yenimuhacir Köyü 148 ada 1 parsel sayılı 5300 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, davalı adına tesbit edilmiştir.
    Davacı ... Yönetimi, nizalı taşınmazın orman niteliğinde olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve dava konusu parselin (A) harfi ile gösterilen 3800 m2 miktarındaki kısmın tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, (b1 ve b2) harfi ile gösterilen kısımların ise, davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi ve davalı Osman Dereli tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29/05/2003 tarih 2003/3746-4620 sayılı kararı ile Osman Dereli’nin temyiz dilekçesinin reddine, Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüne ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bu kez, davalı Osman Dereli kararın düzeltilmesini istemekle; Dairemizin 24/09/2004 tarih 2004/7165 - 9005 sayılı kararı ile karar düzeltme talebinin kabulüne ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [2859 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince yenileme tespitlerine yapılacak itirazlar ve komisyon kararlarına karşı açılacak davalar 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre kadastro mahkemesinde çözümlenir. Yine, aynı Kanunun 4. maddesi gereğince “yenileme yalnız teknik çalışmaları kapsar. Tapu siciline geçmiş veya geçmemiş mülkiyet ve mülkiyete ilişkin haklar inceleme konusu yapılamaz”. Somut olayda; dava, yenileme tespitine karşı askı süresi içinde açıldığından 5. madde gereğince davaya bakma görevi kadastro mahkemesine aittir. 4. madde hükmüne göre kadastro mahkemesinin görevi, teknik çalışmaları kapsayan yenileme işleminin yasaya ve yönetmeliğe uygun yapılıp yapılmadığını belirlemek suretiyle sadece bu konuda davanın esası hakkında bir karar vermekten ibarettir. Paftaların yenilenmesine itiraz davalarında tapu siciline geçmiş veya geçmemiş mülkiyet ve mülkiyete ilişkin haklar inceleme konusu yapılamaz.
    Çekişmeli taşınmazın sınırında devlet ormanı olduğu ve temyize konu davanın paftaların yenileme çalışması sırasında hata yapıldığı iddiasıyla birlikte orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla taşınmazın orman olarak tescilini de kapsadığı anlaşılmaktadır. Orman Yönetimi, orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescili davasını her hangi bir süreye bağlı kalmaksızın her zaman genel mahkemelerde açabilir.
    O halde, mahkemece yapılması gereken iş: paftaların yenilenmesi sırasında 2859 sayılı Kanunun 4. maddesi ve bu kanun hükümleri uyarınca çıkartılan yönetmelik hükümlerine aykırı işlem yapılıp yapılmadığını usulen yaptıracağı bilirkişi incelemesi ile saptayarak süresinde açılan davanın esası hakkında hüküm kurmak, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yer olduğu
    - 2 -
    2013/9885 - 2014/1686

    iddiasıyla mülkiyetine yönelik olarak açılan davadan dolayı da görevli mahkemenin genel hukuk mahkemeleri olduğu nedeniyle görevsizlik kararı vermekten ibarettir.
    Dairemizin karar düzeltme isteğine konu olan 29.05.2003 günlü kararında, orman araştırmasının yetersiz olduğu nedeniyle taşınmazın mülkiyetine ilişkin iddialar yönünden yerel mahkemenin kararı bozulmuşsa da, Dairemizin bozma kararının gerekçesinin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmış olup, davalı Osman Dereli’nin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin maddi yanılgıya dayalı olan bozma gerekçesinin yukarıdaki gibi düzeltilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.] denilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra mahkemenin görevsizliğine karar verilerek, dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, asliye hukuk mahkemesince davanın kısmen kabulüne, 01/04/2002 tarihli krokide yeşil renkli kısmın tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, (B1 ve B2) işaretli sarı renkli bölümlerin davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/12/2008 tarih 2008/12504 - 17299 sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece bir fen elemanı ile uzman orman mühendisi yardımıyla yapılacak keşifte; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasındaki konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmeli, tahdidin dışanda kalan yer varsa, tahdidin seri bazda yapıldığı ve serinin dışında kalan yerlerde kesinleşen bir orman kadastrosunun varlığından sözedilemeyeceği gözönünde bulundurularak, taşınmazın orman olup olmadığı ve hukukî durumu eski tarihli resmî belgelere göre belirlenmeli, bu nedenle; keşifte, çekişmeli taşınmaz
    - 3 -
    2013/9885 - 2014/1686

    ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı asliye hukuk mahkemesinin 1999/248 sayılı dosyasında hükme esas alınan kroki de usûlen uygulanarak çekişmeli taşınmazın konumu her bir krokide ayrı renkli kalemle gösterilmeli, böylece toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması] gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu 148 ada 1 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1973 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemece, davanın kabulü ve dava konusu 148 ada 1 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle tapuya tescili yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hükmün 2, 3 ve 4. paragraflarının hükümden çıkartılmasına ve bunun yerine ""3402 sayılı Kanuna 6099 sayılı Kanun ile eklenen 36/A maddesi ile geçici 11. maddesine göre, davacı ... İdare"sinin yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ve aynı Kanun hükmü gereğince davacı ... İdaresi yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına"" ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi