Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu F. Mahallesi çalışma alanında bulunan 4 parsel sayılı 9177 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bahçeli Kilise vasfıyla Rum Ortodoks Taifesi adına 15.10.1930 tarihinde tescil edilmiştir. Davacı Rum Ortodoks Kilisesi Fukara Vakfı 27.09.2011 tarihli dava dilekçesiyle, taşınmazın ilçede tek cemaat vakfı olan davacı vakfa ait olduğu, tapu kaydında malik olarak isminin yanlış yazıldığı iddiasına dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vakıf vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de Mahkemece yapılan araştırma inceleme ve değerlendirmede isabet bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde belirtilen maddi olaylara göre hukuki nitelendirmeyi yapmak hakimin görevidir. Dava dilekçesinde davacı vakıf çok eskiden beri dava tarihine kadarki zilyetliğe dayanmıştır. Dava konusu taşınmaz Rum Ortodoks Taifesi adına tescil edilmiş ise de malikin kim olduğu belli değildir. Her ne kadar tespitten önceki zilyetliğe dayalı iddia hak düşürücü süreye uğramış ise de davacı vakıf tarafından kadastro tespitinden sonraki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine de dayanılmış olmakla Mahkemece davanın kadastro sonrası nedene dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak nitelendirilerek Vakıflar Kanunu"nun 12. maddesi de nazara alınarak M.K"nın 713/2 maddesindeki şartların davacı vakıf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmamış ve değerlendirme dışı bırakılmıştır. Hal böyle olunca davacı vakfın M.K"nın 713/2 maddesi çerçevesinde delilleri toplanarak ve toplanan deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken sadece tespit öncesi dönem dikkate alınmak suretiyle davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi isabetsiz olup temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.